Yeri geldiğinde var denilen işlerine gelmediğinde 'Bir kere delmekle bir şey olmaz' denilen ama binlerce kez delinen ve sıkışılınca cuntanın denen Anayasa'ya göre yeniden seçilemez denen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs'taki gerçekleştirilecek olan seçimler için takvimi resmen başlattı.

'Anayasamızın 116. maddesinin verdiği yetki ile 18 Haziran 2023 tarihinde yapılması gereken Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimlerinin 14 Mayıs'ta yenilenmesi kararını imzalamış bulunuyorum.' deyip çokta heyecansız bir şekilde ardından da 'Yarınki resmi gazetede yayımlanacak bu kararın özellikle ardından YSK 2 aylık seçim takvimini başlatacaktır. Buna göre inşallah 2 ay sonra ilk pazar günü olan 14 Mayıs 2023 tarihinde milletimiz Cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçmek üzere sandık başına gidecektir.' demiştir.

Evet, partisinden milletvekili adayı olmayı düşünenlerin adaylık ücretlerini paraları partiye değil, yardım paracıklarını nereye götürdüğü ve bol maaşlı yöneticilerin istifaya gerek görmediği Kızılay ile birlikte depremin altında kaldığı söylenen, tartışılan ve belgelenen AFAD'a yatırmalarını da isteyen aynı Erdoğan gibi muhalefetinde 'sanki' seçimi ertelemesini istediği ve yapılıp, yapılmayacağı konusunda yapılan tartışma, konuşmalarda hemen her siyasinin 'İnşallah' demesinin altında yatan asıl istek ve dua yine 'sanki' keşke YSK seçimi ertelese gibi görünmekte.

Çünkü bu ülkede her akli selim insanın İnşallah, Maşallah diyen siyasilerin aslında istediklerinin tam tersini yaptıkları yada yaptırdıkları da bilir..

Şimdi yarın cumartesi ve ardından pazar.. Yani YSK hakimleri gibi borsa, kamu, bürokratlar tatilde.. Bu ne demek?.. YSK'nın kararını 2 gün bekleyeceğiz demek.. Yani sular durulması ve arka kapılarda yapılacak pazarlık görüşmelerine zaman vermek mi? Bilmem ama sanki 'seçim ertelenecek' diyen sezgilerimin etkisindeyim ben de..

Neyse bende zaten iktidara yakın havuzda bolca olan ama deprem bölgesinde olmadığı, yaklaşan kuraklıkla birlikte bahar ve yaz aylarında da olmayacağı söylenen suyu çok bulandırmadan yaşanacak bir depremle yerle bir olmalarından korkulan o gökdelenlerden birinde oturan YSK'nın vereceği kararı bekleyelim derken Demirtaş, Kavala davaları başta olmak üzere bir çok kararı hayata geçirilmeyen Anayasa Mahkemesinin kapatılması istenen HDP konusunda verdiği iki olumlu kararın da mevcut iktidarın şekerini bozduğunu gibi muhalefetinde hoşuna gitmediğini de nedense düşünüyor aha buraya yazıp, ne anlatmak istediğimi 'YSK Seçin Diyecek mi?' sorusuyla birlikte siz sayın, sevgili okurlarıma bırakıyorum.

CHP’nin onurlu tarihi