99 depremini bizzat yaşayan ardından Kahramanmaraş'ta meydana gelen iki büyük depremle milyonlar gibi sarsılan, pandemiye inanmayıp, aşıyı reddeden Gaziantep kalesi gibi yaşadıklarıyla yıkılan ama adeta 'yıkılmadım ayaktayım' diyen bir kale gibi kalbinin de bulunduğu sol yanından kurşun yemiş, bıçak darbesi almış, kolu yanmış, traktörün sağ ayağını ezdiği ve son olarak Erzincan'da geçirmiş olduğu kazada arkadan girdiği kamyona benzeyen depremin ülkemi benden beter kanrevan içinde bıraktığı şu günlerde eski defterler yeniden açılmaya başlandı.

Bu eski defterlerin arasında sesi çıkmayan bir de düdük var. Gerçi "bir defa delmekle bir şey olmaz.." denildiğinde bu güne kadar güdük duruma gelen cuntanın hazırladığı Anayasa ve hukuk denen yasaların güdük olduğu ülkede sesi çıkmayan düdükten bahsetmek ne kadar anlamlı olur bilmem.

Çünkü, onca badireden sonra Erzincan'da geçirdiğim ve morgdan geri çıktığım ağır kazada ölmemi engelleyen faktörlerden birisi de taktığım emniyet kemeriydi. Yani teröristlerin ayakkabı numarasını dahi bilen Bakan Soylu'nun başında bulunduğu İçişleri Bakanlığının bir afiş ile yeniden hatırlattığı bir kampanya aklıma geliyordu.

 Vali ve kaymakamların rol aldığı milyonluk son proje olan 'Yol Ver Hayata' kampanyasında bir kez daha hatırlatılan emniyet kemerinin önemine rağmen ve en önemlisi 'bugüne kadar yaşanan depremler ardından toplanan paralara ne oldu?' denildiğinde 'yol yaptık, tünel yaptık' denen ama her nedense hala dünyada en çok trafik kazası yaşanan ülkelerin başında gelen ülkem bu kez de duyulmayan düdükle sarsılmıştı.

Zira yeni bulunmuşcasına milyonlar harcanıp, hatırlatılan emniyet kemeri kampanyası misali diğer milyonluk proje olan AFAD'ın deprem düdüğü yani başta İstanbul'da yaşanabilecek denen bir depremi hatırlatan alarm kampanyası da daha bir kaç ay önce başlatılmıştı.

Ve o çalması beklenen düdük yetmemiş bu gün yaşaşan deprem ardından çalışmadıkları, çekmedikleri 'Alo' dedirtemedikleri bir kez daha ortaya çıkan GSM operatörleri üzerinden milyonlar götüren telefon şirketleri aracılığıyla mesajlar BİP'lenmişti.

Ama emniyet kemerinin olmadığı binaların adeta kum yığını haline gelen, enkazı altında düdük de duyulmamış, sözde emniyet kemeri ve deprem alarmı projelerinde olduğu gibi milyonlar ödenip, BİP'lenen mesajlarda okunamamıştı. Hukukun guguk olduğu bir kez daha canlar verip ağlayan ülkemde her şey yine düdük ve güdük olmuştu..