Doğan Bey Merhaba..

Öncelikle her seçmenin mutlaka kullanmasını ve sandığına sahip çıkmasını istediğimiz oylarımızı kullanmak için memlekete doğru yola çıktığımdan dolayı, İstanbulu sana emanet ettiğimi bilmeni ister, saygılar sunarım..

Doğan bey anlayacağın oyumuza  ve sandığımıza sahip çıkmak için senin de memleketin olan Ardahan’a gidiyorum.

Sevgili Meslektaşım;

İstanbuldan çıkıp önce Kocaelili torunum Miray’ı görüp, öptükten sonra ülkenin birçok yerinde görev yapan meslektaşlarımla birlikte moderatörlüğünü benim yaptığım “Gazeteci Ankarada” adlı canlı yayın programımızı da bir hayli sessiz olan bürokrat memleketi başkentte yaptıktan sonra kendimce seçim nabzını da ölçüp, eşim ve ilk kez oy kullanacak Z kuşaklı kızım Nazlıcan’la birlikte yeniden yola çıktık.

Ve Recep Tayyip Erdoğan’ın “biz yaptık' diyemediği Karadeniz yolundan memlekete doğru giderken önümüze çıkan ilk kent iki adı olan Sakarya ve Adapazar’ı gibi AK Parti'den yana olduğunu gördüğümüz Çorum'da Erdoğan’ın dev posterlerini binasına asan İlim Yayma Cemiyeti gibi bir çok belediye, STK hatta resmi kurumların da mevcut iktidarın değişmemesi adına çırpınışlarını, çabalarını görüp, hissediyordum.

Ve memlekete doğru yol alırken bu ülkenin kuruluşu için ilk adımın atıldığı Samsun’a girerken doğu ve güneydoğu da Karakolları gibi Çorum'dakine benzer Samsun'da da Osmanlı kalelerini kıskandıran, dev cezaevleri görüyordum.

Tabelasının önünde günün özetini canlı yayınla okuyup, takipçilerime verdikten sonra, merkeze geldiğim Samsun’a aynı saatlerde Erdoğan’ın da geldiğini öğreniyordum.

Bunun üzerine “Haber ayağıma gelmiş” diyerek aracımı park edip, fotoğraf makinemi alıp AK Parti mitinginin yapılacağı alanı soruyordum otoparkçıya.

Bana miting alanını gösterirken, kendisine ikinci sorum olan “Seçim ne olur?” soruma sanırım şivemden anlayıp, beni dövecekmişçesine yüzüme bakıp “Ne olacak, teröristlere mi vereceğiz? Tabiki Tayyip’e vereceğiz” diye cevap veriyordu...

Dobarman ve adını unuttuğum iki köpeğe sahip otoparkçının, bu cevabın üzerine arabamı alıp geri çıkmak istesem de, miting dolayısıyla yaşanan trafik yoğunluğunu göze almayıp, aracımı istemesem de bırakıyordum.

Bu arada cumhurbaşkanlığı uçağı yetmedi, helikopterler, o da yetmedi hava alanından miting alanına kadar yol kenarında her 100 metreye dizilmiş polisler,AK Partili büyükşehir belediyesine ait araçlar eşliğinde benimle miting alanına gelen Erdoğan konuşurken, ben de alanı gözlemliyordum.

Alanda gördüklerim ne beni, ne de Erdoğan’ı mutlu etmese de dikkatimi çeken en önemli şey oraya geldiği gibi ayrılan toplumun büyük kesiminin kafasının hala karışık olduğuydu.

Yani senin başında olduğun FOX TV, havuza düşmeden önce Akşam Gazetesi'nde eski Genel Yayın Yönetmenim Fox'tan ayrılıp, Halk TV’ye geçen İsmail Küçükkaya’nın ve diğerlerinin Muharrem İnce gibilerinin haber değeri görüp, hepimizin kafasını karıştırdığı gibi...

Kısacası İstanbul'dan başlayıp, bu mektubu sana yazdığım Ordu'ya kadar izlenimlerim de destek verdiğiniz ve değişim istediğiniz hayal ettiğimizin gerçekleşmesi çok zor görünürken senin ve diğer meslektaşlarımızın İnce gibilerini hem de bu süreçte haberleştirmesiyle benim gibi seçmenlerin kafasının karıştırdığını, tereddüt ettirdiğini bilmeni ister şu ince ince doğramalarınıza son vermenizi tavsiye ederim.

Çünkü şu bu yazımı bitirdiğim Giresun'da da durumun diğer kentlerden farklı olmadığını bilmeni ve anlatmak istediğimi anlayacağını bekliyor, başarılarının devamını diliyorum…

...