Dünya kupasına katılamayan bir ülkenin iktidarına aday muhalefet liderinin son günlerdeki çıkışı, yıllardır beklenen ve istenen gecikmiş bir çıkış olsa da umut yiğidin kamçısıdır denen toplum, "sanki yapabilir" diyor gibi.

Son yıllarda ortaya konan ayrıştırıcı politikalarla toplumun iyiden iyiye gerilip, ayrıştığı bir zamanda, ilk olarak ayrıştırılan toplumun siyasi liderlerini bir masada buluşturma başarısını ortaya koyan ülkenin en büyük muhalefet partisinin lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun tüm iyi niyetiyle olduğuna inandığım çıkış ve çabaları bütün ülkenin rahat bir nefes alması adına ikinci umudu veriyor gibiydi.

Koronaya yakalandığı sonradan anlaşılan eşinin de hasta haliyle katıldığı toplantıdan sonra devre dışı bırakıldığı belirtilen mecliste yaptığı konuşmada da bu umudu yenileyen Kılıçdaroğlunun aday olması halinde oy verebileceklerini belirten Kürt seçmeni başta olmak üzere toplumun %50’yi geçen çoğunluğunda aday ilan edilmesini beklediği 6 lı masanın kurucusu Kılıçdaroğlu "evet adayım" dediği anda kabul edilecek gibi.

Adına şampiyonlar ligi dediği vizyon reçetesinde net olmamakla birlikte verdiği sözler blue olsada nefes almak isteyen topluma adeta oksijen olmuş "niye olmasın" dedirtmiştir.

Kılıçdaroğlu'nun mecliste yaptığı son konuşmada, "bu ülkede Kürt sorunu var" iddiasını bir kez daha tekrarlayan HDP eş Başkanı Pervin Buldan gibi "evet bu ülkede Kürt sorunu var çözümü de haklarını vermek olduğunu anlamalıyız" diyen DEVA Genel Başkanı Ali Babacan ve diğerlerine de umut veren Kılıçdaroğlu dünya kupası olmasada siyasi şampiyonlar ligi kupasını çok istediği ve alacağı da görülüyor gibi.

Dünya kupasının oynandığı Katar'ın da içinde olduğu ülkelere kaçırıldığı söylenen paraları bu ülkenin insanlarına yeniden kazandıracağını belirten şampiyonlar ligi kaptanı Kılıçdaroğlu'nun umut veren çıkışları bu ülkede değişimin artık zorunlu olduğunu da gösteriyor gibiydi. Öyledir de.

Siz de dikkat etmişsinizdir yukarıdaki yazımın satırları arasında "gibiydi" cümlesini çokça kullanmamın nedeni aynı Kılıçdaroğlu'nun başında olduğu partinin, yani CHP'nin içindeki kozmik oda ve ulusalcı faşistliğini ortaya koyup, halsiz olduğundan dolayı yorgunluktan gözlerini kapatmak zorunda kalan Kılıçdaroğlu'nun eşini "ikinci yüzyıla çağrı" programını gölgede bırakmak isteyenlerin başını çeken Yılmaz Özdil gibilerinin engellerinin olacağını düşündüğümden dolayı 'gibi' kelimesini kullandım..

Çünkü bu tiplerin solcu, Atatürkçü, demokrat hatta devrimci geçinip asıl ulusalcı faşistler olduğunu ve solun iktidar olmasına en büyük engeller olduğunu, bir ben bilirim bir de solun iktidar olmasını isteyip bu sahte solcuları iyi tanımayanlar!..

...