Ülkü ocakları eski başkanının ailesinin kendisiyle görüşmek istemesine izin verilmeyen, Erdoğan’ın gittiği ve bir çok vaatler vermesinin yan ısıra  vergi, sgk, trafik cezalarının da içinde olduğu afları ilan ettiği ama içinde toplumsal barışın beklendiği ceza affının yani genel affın olmadığı Bursa’daydım.

Ak Partili Büyükşehir Belediyesinin başında olduğu Göle gibi yeşil olan ama her geçen gün biraz daha betonlaşan güzelim Bursa’yı gezerken çarpık kentleşmenin en bariz örneğinin olduğu bu kentte gerek giderken gerekse gelirken etkisini her gün artırarak sürdüren kuraklığa da şahit oluyorum.

Kar yağmadığı için kayak sezonuna başlanamayan Sit alanı olmaktan da çıkarılan Uludağ’ın, eteğindeki bu şehri dolaşırken alt yapısının da üst yapısı kadar kötünün ötesinde durumda olduğunu gördüğüm 3.147.818 kişilik nüfusa sahip olan Türkiye’nin 4. Metropolü eski Osmanlı başkenti Bursa’da da imar sorununun  olduğunu 'ilginç' diyerek öğreniyorum.

Ardahan Posof'lu  hemşerim Can Güner’in iş ortağıyla birlikte işletmeciliğini yaptığı güzel otelin de adını aldığı ipek yolu üzerindeki Bursa, İpek başta olmak üzere tekstil de marka şehir özelliğine dev otomotiv fabrikalarını da ekleyerek sanayileşirken bu konuda da kent yapılaşması gibi gelişi güzel organize sanayileri ve irili ufaklı küçük sanayilerin de kent içinde kaldığını ve eski tadı kalmayan şeftalisine yakışmayan çirkin görüntülere neden olmasına üzülüyorum.

‘Timsahlar kentindeydim.’ diyerek doğal değil boyalı yeşil stadyumunu fotoğraflayıp, hakem oğluma atarken adeta bir AYM konumunda olan şehir dışındaki dev şehir hastanesi beni karşılıyordu.

Bir yakınımın, amca oğlu kuzenimin rahatsızlanarak, kalp damar bölümüne alındığı hastaneye girerken hasta ve hasta yakınlarının muayene kuyruklarını görüp sağlıkta yaşanan sorunun burada da olduğunu duyup, öğrenirken özel hastanelerin ve doktorların eskiden olduğu gibi bugün de yüksek ücretli muayene ve ameliyatlar yaptığını duyuyor, dev hastaneler yapmakla sağlık sorunun çözülmediğine de şahit oluyorum.

Kısacası Erdoğan’ın Kocaeli, Yalova, Manisa kısacası çevre illerden toplatılıp ve Bursa’ya getirilen  devlet imkanlarının içinde olduğu söylenen mitingini yaptığı Bursa’da yeni vaatler ve taahhütler vererek 14 Mayıs’ta yapılacak denen ‘Yeter söz milletindir’ sloganları eşliğinde  seçimler öncesi seslendiği seçmene muhalefetde; ‘O ne diyorsa benden iki katı..’ diyerek yağmasa da gürleyerek vaatler yağdırmalı.

Çünkü doğa gibi seçmeninde sönmüş, solmuş bir durumda 'yağdır mevlam su' türküsünü söyleyerek daha inandırıcı vaatler beklediğini gördüm, giderken 370, gelirken 470 TL. yol, köprü, tünel parası, bin lira yakıt, bin liradan fazla yemek, ihtiyaç derken 4 bin liradan olup, yarınki konuğumu TEMPO TV stüdyosunda canlı yayında karşılamak ve yörenin halini sormak için ülkenin en büyük metropolü İstanbul'a  geldiğim Bursa'dan..