Kardeşlerin miras kavgası için birbirlerini gırtlakladığı bir dünyada yıllardır süren bir dava Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan 11 kenti yerle bir edip, 50 bine yakın insanın hayatını kaybettiği, yüzbin kişinin sakat, evsiz, barksız kaldığı büyük deprem ile başta %180'leri bulduğu söylenen enflasyon olmak üzere bir anda tartışılan her şeyi olmak üzere ülkenin gündemini değiştirdi...

100 yıla yakındır süren ve diğer hayırsız kardaşın (Azerbaycan) engellemeleriyle her iki tarafa (Türkiye-Ermenistan) a büyük bedeller ödeten bu davanın yine kardeşçe çözülmesi gerektiğini yıllardır yazan biri olarak şimdi sıranın doğu kapısının açılmasında olduğunu belirtmekte fayda var.

Var, çünkü o kapının kapalı tutulması en çok bizleri, yani o bölgede yaşayanları etkilemiş , hepimizi işsizlik , açlık göçü denen sebep dolayısıyla ülkenin çeşitli yerlerine zoraki sürgün etmiştir..

'Doğu kapısını kapatıp, Ermenilere zulüm edelim..' derken Karslı, Ardahanlı , Iğdırlı cezalandırılmış, onların Kafkasya’da bulunan kardeşlerine ulaşmasını engellemiş , bu yetmezmiş gibi bölgede halen devam eden büyük göçe neden olmuştur.

Yeni bir seçime doğru giden ve Hüda-Par gibi partilerle görüşen bugünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adına 'Barış süreci' denen süreçte yani bugün MHP, BBP'nin korkusuyla akla getirilemeyen buzlukta bekletilen Kürt Sorunun da elini değil,başını taşın altına koyan cumhurbaşkanı bu konuda da doğruyu yapmış ve yine birçoklarını ters köseye yatırmıştı.

Evet, 2014 yılında başbakan iken 1915 olaylarının yıldönümünde o dönem hayatını kaybedenlerin torunlarına başsağlığı dileyen ve Ermenice dahil dokuz dilde yapılan taziye açıklaması ardından ben dahil milyonların kendisini kutladığı aynı Erdoğan bugünkü Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı olarak yeni bir seçime doğru giderken depremde yardım için açılan Iğdır Alican kapısını geri kapattırmamalı ve bununla da yetinmeyip, Kars Doğu Kapısını da açtırmalıdır.

Ve başta CHP’lilere olmak üzere herkese Türkler gibi Kürtlerin 20 yıldır neden Recep Tayyip Erdoğan'a oy verdiğini bir kez daha düşünmelidirler. Umarım ki güçlü bir genel af ile yeniden buzluktan çıkarılıp, masaya getirilmesi gereken Kürt Sorununda olduğu gibi bu önemli konuda da atılacak adımlar ağır , aksak, ‘bir adım ileri, 10 adım geri’ olmadan daha hızlı, gerçekçi ve tez olur.

Olmalı ki; Türkiye’nin doğusu gibi batısı da etkilenmemeli, Doğu kapısının getireceği ekonomik kazanç bölgeye barışı getirir, işsizlik , yoksulluk nedeniyle birlikte aç kalan kardeşleri doyurur, Türkiye ve Ermenistan’ı Kafkasya’da güçlü iki aktör haline getirir. Ve içi boş KAI diasporası gibi bu işte siyasal, rantsal karlar elde eden Azeri lobileri gibi Ermeni diasporası ile Türkiye’deki kan üzerinden siyaset yapanların oyununu bozar, Ermenileri başta Fransa'nın olmak üzere batının elinden alır , her 24 Nisan’da da ABD Senatosu ile diğer ülkelerin ‘Soy kırımı tanıyacaklarının’ ecel terlerini ortadan kaldırır . Ve sıra Kıbrıs’ta denir...