Bugün birçok yazımda, küçük şiirlerimde, sanal durumlarımda hep bahsettiğim okyanusları bana bir kez daha hatırlatan whatsaptan bir arkadaşın gönderisine baktığımda küçük ama bir o kadar güzel bir klipi izleyip, dinlerken başta Kürt ses sanatçıları olmak üzere sokak sanatçıları denen gruplara artık izin verilmeyen İstanbul İstiklal caddesine gitmek istediysem de aradığım gazete sahibi dostumun bana geri dönüşü ve daveti üzerine önce bir anda Kocaeli Gebze'ye yöneldim.

Çünkü kısa bir süre kalan seçimler öncesi Kocaeli'ne iki liderin geldiği, kendisinin de şu an DEVA Partisi Lideri Ali Babacan'ın katıldığı toplantıda olduğunu söyleyince güneşin ilk doğduğu ama hep üşüdüğü söylenen bir Ardahanlı olarak  üzerinde güneşin batmadığı söylenen ve içinde bulunduğu okyanus dolayısıyla bir başkası tarafından işgal edilemeyen İngiltere'den gelen kısa sokak müziğini dinleyip, telefonumun datasında bulunan ve whatsap durumunda beni takip eden  dostlarımın da dinlemesi için durumda paylaşarak yöneldiğim Kocaeli Gebze'de Babacan'ı birçok meslektaşım ve iş insanı ile birlikte dinleyip, bizzat görüşerek, TEMPO TV'ye davet ettikten sonra okyanusları oluşturan yağmur damlaları eşliğinde 'Gazeteci Ankara'da' adlı program görüşmesi için başkent Ankara'ya doğru yola çıktım.

Ama yolda yaptığım telefon görüşmelerinde konum bir anda

Kara Fatma'ya doğru gitti.

Ve bir anda 'Kim bu Kara Fatma?' diye merak edip, baktığımda I. Dünya Savaşı'ndan sonra ülkede işgallerin başlaması üzerine önceleri yakın aile çevresi, akrabaları, köylüleri ile küçük savunma çeteleri kuran daha sonra çetesiyle düzenli orduya katılan, İstiklal Savaşı'nda üç sene hizmet eden ve 300 kişilik bir müfrezeyi yöneten bir kadın karşıma çıktı.

Yaya ve atlı olarak silah ve cephane yükleri ile cepheden cepheye giden ve tam da içinden geçtiğim İzmit'in düşman işgalinden kurtuluşunda rol oynayan ardından I.- II. İnönü Muharebesi, Sakarya Meydan Muharebesi ile Dumlupınar Meydan Muharebesinde çarpışan, İstiklâl Madalyası sahibi olduğunu öğrendiğim Kara Fatma nereden çıktı, kim bu Kara Fatma diye merak edenler  gibi bende merak edip, bir daha araştırma gereği duydum.

Çünkü bugün biz Ardahanlılar gibi bir çok Erzurumlu hemşehrimin yaşadığı 41 plakalı Kocaeli'nin merkez ilçesi İzmit Belediyesinin CHP'li kadın Belediye Başkanının isim adaşı olan ama nüfus ismi Mahi olan,memleketinin Erzurum olduğu söylenen Kara Fatma'nın yazımda yer almasına neden olanları aşağıda anlatacağım ve umarım ki ne anlatmak istediğimi anlayacaksınız.

Peki nerden çıktı şimdi Kara Fatma'yı ve tarihe adını yazdıran geçmişi diye soracaklara durun demeden önce 14 Mayıs'ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri öncesi başta Ardahan ve ormanlar sınırında kalsın diyerek sınırı Ardahan Göle ilçesinin burnunun ucuna kadar uzanan Erzurum'dan olmak üzere birçok kentte devam eden iç göç yüzünden aldığı   nüfusu gibi milletvekili sayısı da artan ülkenin sanayi ve meyve, sebze kenti  Kocaeli'nden  bahsedeceğim.

99 Depreminden önce 2 yıl boyunca Siyah/Beyaz Kocaeli isimli günlük  gazete çıkardığım  ve birçok hemşehrimin yaşamasına rağmen bugüne kadar hiç bir hemşehrimin milletvekili seçilemediği ve önümüzdeki seçimlerde 14 milletvekilinin seçileceği Kocaeli'ne doğru yol alırken dikkatimi çeken önemli konuların başında biri hariç 11 ilçesi ve büyükşehir belediye başkanının olduğu bu şehrin girişinden çıkışına kadar başta Erdoğan'ın olmak üzere AK partili milletvekili adaylarının dev poster ve seçim afişleri oluyordu.

Tabi seçim var, normaldir diyerek yol alırken gözüm bir zamanlar CHP'nin kalesi olarak bilinen bu kentte CHP ile diğer partilerin adeta hiç ortada olmamaları dikkatimi çekiyordu.

Bir iki İYİ Parti afiş ve bilboard reklamına rastlarken aklıma bu kentin kadın belediye başkanını kızımla birlikte hazırlayıp, sunduğumuz GAZETECİLERLE GÜNDEM adlı programıma konuk etmek geldi. Ve kendisini arayıp, ulaşmak istesem de çalan telefona rağmen açılmayınca belki işi var, döner diyerek telefonumu kapatıp, özlediğim torun Mira'ya uğramak istesem de yağmur nedeniyle meydana gelen tır kazasıyla kapanan otobanda uzun bir süre kalınca Ankara'ya gecikmemek için yoluma devam ettim.

Yol yaptık, köprü yaptık, Ulgar, Mozoret, Sahara'yı yapamadıysak da onca tünel yaptık denen ülkenin trafik kazalarında dünyada ilk sıralarda olduğunu da bana hatırlatan TIR kazasını görüntüleyip, geçerken çalan telefonumu arayan biraz önce aradığım CHP'li İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan idi.

Kısa bir tanışma ve tv programına davet etme sohbetim ardından bir gazeteci olarak belediye başkanlığı yaptığı Kocaeli'nin İzmit ilçesi sınırları dahil, bir çok alanda CHP'nin seçim reklamları, bilboard, afişlerinin yok denecek kadar az olduğundan bahsedip, başkan olarak bu konuya el atmasını hatta partisi CHP'ye durumu anlatmasını da hem bir seçmen olarak hem de bir gazeteci olarak iyi ve has hatta biraz değil tam saf niyetimle önerdim.

Ama sanırım bir hayli safça yani 'sana ne kardeşim CHP'yi sen mi kurtaracan' denilecek bu önerimi dinleyen sonra da 'ben o işlerle ilgilenmiyorum, zaten bölgede değilim, deprem bölgesindeyim siz bunları partiye anlatın' cevabıyla şekerimi arttıran Fatma Kaplan'ın bu cevabı daha önce yine partisi yani CHP için aradığım Esenyurt İlçe Başkanının lakayt tutum ve davranışını bana hatırlatt

Çünkü Esenyurt İlçe Başkanını bana arattıran aynı bölgeden DSP'den belediye başkanı adayı olmuş bir isimin bir grup DSP'li ile CHP'ye katılmak istediğini bu konuda başkanı tanıyıp, tanımadığını bana sormuş ben tanımasam da sizi buluşturur, benden 'DSP'den CHP'ye katılırım' başlığı ile manşet yaparım diye telefonunu bir gazeteci arkadaştan almış aramış ama aramaz olaydım demiştim.

Ama 'Keşke aramasaydım' desem de yine dayanamamış, CHP Genel Başkanının Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torunu aramış, Esenyurt İlçe Başkanının laçkalığını anlatmış ve Torun'dan 'EVet kardeşim öncelikle teşekkürler, uyarınızı dikkate alacağım zaten bizim ana sorunumuz bu tip partili geçinenler' cevabı ve sitemini almıştım.

Ve Fatma Kaplan ile yaptığım görüşmede aldığım cevap ardından yine dayanamamış, önce Ardahanlı hemşerim olan CHP Gebze İlçe Başkanını aradım ama o telefonu açmayınca CHP Kocaeli İl Başkanını aramış ve hemen telefonu açan  tanımadığım başkana partisinin belediye başkanı ile yaşadıklarımı yani yukarıda anlattıklarımı anlatıp, aktardım.

Beni sakince dinleyip, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Seyit Torun gibi bir of çeken CHP Kocaeli İl Başkanının bizim tek derdimiz AKP'nin afişleri olsa aşarız da ne bileyim'demesi ardından  anladığımı ve teşekkür ederek telefonu kapatıp, CHP'nin bunlarla mı iktidar olacağını düşünürken bir anda Hanak'a, oradan Damal'a ve Ardahan'a gittim ve orası da buradan farklı değil diyerek düşünüp, AK Partili Kadınların her seçimde olduğuı gibi bu seçimde de yoğun çalıştığı şu bir iki hafta kalan 14 Mayıs'ta Kara Fatma mı yoksa Kırmızı giyimli Fatmalar mı kazanacak diye kendi kendime soru sorup, cevabını siz okurlara bıraktım...

...