Susurluk kazasının yanı sıra aynı dönemlerde sır kazanın ardından hayata Veda eden Bakan Adnan Kahveci ve ailesinin öldüğü kazalar gibi bir çok faili meçhul trafik ve imha amaçlı alenen görülen ölümlü siyasi olayın hala aydınlatılmadığı, daha önce de ölümden dönen İbrahim Tatlıses'in ağır bir trafik kazası geçirdiği ülkede artık trafik haberi de yayımlamak zor.

Ağır bir trafik kazası geçirip, adeta morgda hayata dönmüş biri olarak görüntülerini izlediğim son iki kazanın haberlerine yasak getirildiğini duyunca bu ülkede yayıncılığın yapılmasının her geçen gün biraz daha ağırlaştığını, yayıncılık yapan bir gazeteci olarak yaşananları yazan parmaklarımın da bağlı bulunduğu omuzlarıma binen yükle de daha ağır hissediyorum kendimi.

Çünkü onca yol, köprü, tünel yaptık yetmedi. Valilerin bile kemer takıp desteklediği milyonluk projeler hazırlandı denilen bu ülkede, dünya sıralamasında en çok trafik kazalarının yaşandığını saklamak için mi yoksa son kazalara neden olan araçların 5'li çete diye adlandırılan kişilere ait olduğu iddiası yüzünden mi bilinmez...

Hindistan'da bile o kadar trafik kazasının yaşanmadığı şu dünyada olmazsa daha iyi olacak denen ama birilerinin normal ve günü birlik yaşanan basit bir trafik kazası dediği kaza haberine neden yasak getirilir anlaşılır bir şey değil.

Siyasilerin, tüm yasaklara ve tüm baskılara rağmen yaşananları cesurca gündeme getiren onca basın yayın kuruluşunun ve gazetecinin ardından Sedat Peker'in  iddialarına bakılmayan ama olay iktidara yakın biriyle ilgili ya da 5'li çete denilen şahıslarla ilgili olunca hemen harekete geçen savcı ve hakimlerin bu tür kararları alırken “Toplum sağlığı, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel ve internet medyasında, sosyal medyada, her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayın yapılmasının yasaklanmasına…" Demesi, hem düşündürücü hem de bir o kadar da acı bir durum değil mi?

Mardin’in Derik ilçesinde 20 kişinin yaşamını yitirdiği kazaya ilişkin yayın yasağı getirildi. Derik Sulh Ceza Hakimliği’nin 20 Ağustos 2022 tarih ve 2022/259 sayılı kararı getirilen yayın yasağı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) sitesinde de yayımlandı.

Evet, çalışanlarının can sıkıntısından öldürüldüğü, kapatılmak istenen HDP'nin direnişi karşısında ne yapacaklarını düşünenlerin, Saadet Partisinin valilikten aldığı izinle düzenlemek istediği bir etkinliğe polis değil, iktidar partisine bağlı belediye zabıtalarınca gaz sıkıldığı bu ülkede yaşananlara muhalif olanlara, onları kamuoyuna aktaranlara getirilen yasakların, baskıların daha da artacağını gördüğümüz seçimler öncesi bir hayli zorda olduğunu ima eden kararlar alan iktidar ve onun emrindekilerin çırpınışlarının ne kendilerine ne de basın özgürlüğü başta olmak üzere dünya normlarında yasaklar ülkesi denilmeye başlanan bu ülkeye fayda getirmediğini anlayamadığını görmekteyiz.

Bir türlü ortaya konulamayan diplomaların, en son örneklerinden olan ve Lise diplomasının bile sahte olduğu mahkeme kararı ile anlaşılan danışmanların, aklı ile yönetilen bu ülkede yöneticilerin yanında uygulayıcıların da sıkıntıları çözmektense, çözülmesi gerekenleri yasaklayıp, kestirme yolunun seçmenin en kolay çözüm olduğunu anlıyor gibiler... Yalnız bu anlayış, doların Euro geçmesi, sık sık yapılan  yeni zamların haberlerini engelleyemediği gibi, seçmenin elinde bulunan imkanı oylarına daha çok ve olağanüstü bir hırsla sarıldığını da ortaya koymakta.

Seçime kısa bir süre kala uygulanan bu politikanın yanlış olduğunu düşünüyorum.