Öncelikle geride kalmaya az kalınan son seçimler öncesi hem de içinde ki mahkûm çoğunluğu gibi adı daha büyütülen ve Marmara yapılan cezaevinin bulunduğu Silivri'de belediye seçimleri çalışmaları esnasında genel affı gündeme getiren ancak birkaç mafya adamının bırakılması ardından adeta dediğini unutan MHP, şimdi de erken seçimi dillendirmeye başladı.
Yani yerel seçimler öncesi genel af diyen aynı MHP, bu kez 2023 seçimlerinin bir ay öne alınabileceğini dillendirdiğini belirtelim.
Yani genel affı gündeme getiren ama AK Parti ile girdiği cumhur ittifakında kendisine yakın mafya adamlarını bıraktırdıktan sonra bu sözünü unutan MHP, şimdi de 'MHP yine erken seçim dedi' dedirtecek gibi.
Evet konumuza dönecek olursak eğer insan haklarının teminat altına alınması gerektiği yönünde tartışmaların sürdüğü ülkede, gerek 41 yıl önce yaşanan gerekse yapılışı, yapılış şekli hala tartışılan 15 Temmuz darbe girişiminin 6. yıl dönümünde tam tersi bir barış darbesi olabilir mi bilmem ama adı darbe değil güçlü, kararlı ve tüm topluma rahat bir nefes aldıracağını düşündüğüm bir Genel Affa ihtiyaç olduğunu düşünüyor ve bu yöndeki dua mı yeniden yeniliyorum.
Ve 2023 seçimleri öncesi ülkenin kuruluşunun 100. yıl dönümünde yapılacak en önemli işin tüm ülkeye rahat bir nefes verecek olan Genel Affın şart olduğuna inanmaktayım.
Bir sağdan, bir soldan diyerek 12 Eylül cuntasını yapanların yargılanmadan yerel ağızla gorba gor yani cehennemin dibine gidenlerin emrivaki hazırlattığı Anayasa'nın hala yürüklükte olduğu ülkenin, iç barışa, siyasi yumuşamaya, sınır ötesi çatışmasızlığa o kadar ihtiyacının olduğu da diğer bir gerçektir.
Bu gerçeğin diğer bir yönü ise toplumun genelinin tümünü boğan enflasyonun ne kadar olduğunun konuşulduğu bir zamanda her dediğine inanılmayan TUİK'e göre % 80 ama gerçekte % 180'i bulmuş olması ülkenin içinde olduğu darboğaza da nefes verecek olan bir genel affın kaybedilen oyları da geri getireceğini iddia ederken, bunun gerek mevcut iktidarın gerek muhalefetin barışını da sağlayacağına inanmaktayım.
Bilmem ama birilerinin dediği gibi darbe mi yoksa 7 Haziran'dan bu yana çok istenen ve benimde aralarında olduğum “Yetmez ama Evet” cilerin büyük katkısıyla başkanlığın önündeki bir temizlik operasyonu mu olduğu da yüksek sesle tartışılmaya devam ededursun, en çok bu ülkenin cezaevlerinin boşalması demek, toplumun barıştığı, ülkenin rahatladığı bir süreç olacağına inanmaktayım.
Ben dahil, birçok insanın karşı çıkıp, tankları, askeri kışlasına geri gönderdiği tartışmalı 15 Temmuz Darbe Girişiminin hemen ardından 3 Gün içinde 6 binden fazla asker, polis, hâkim, savcı ve sivilin ya gözaltına, ya da görevlerinden men edildiğini ve bu durumun hala devam ettiği görülürken, bu durumunda karşı darbeden farklı olmadığını anlamak gerekir.
Buna örnek olarak ülke ve kendisine yapıldığına inandığı o darbe girişimi ardından AK Parti Genel Başkanından, Bakandan, İl Başkanının kardeşine kadar uzanan ve devam eden gözaltı, açığa alınma, tutuklanma operasyonları gösterilebilir.
12 Eylül Cuntasının zulmünü çeken bir ailenin ferdi olarak bu yapılanları tasvip etmediğimi ve reddettiğimi buradan hemen belirtirken, 12 Eylül sonrası gibi başlatılan ve devam eden cadı avının bir an önce son bulmasını ve daha çok insan hakları ve demokrasiyi arzuluyor, bir adım daha ileri gidip, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbenin ilk saatlerine olduğu gibi ortaya çıkıp, “Ben bana yapılanları affetmesem de bu ülkenin birlik, beraberliği için operasyonları durduruyor, gözaltı, açığa alınma ve tutuklanmaları kaldırıyor, herkesi sağduyuya çağırıyor, gelin yeniden el ele verelim” demesini bekliyorum…
Evet, şaka yapmıyorum, Erdoğan “Hatalıların hatalarıyla kalmasını, yaptıklarının yanlış olduğunu vicdanlarına bırakarak, bu ülkeye yeniden bir şans veriyorum,” dese şu anki durumdan çok büyük bir puan alır ve belki o devamını çok istediği bir 5 yıl daha cumhurbaşkanı olma umudu halkın tüm taraflarının kabulü ile hak eder, alır…
Evet, bir solcu, bir Kürt, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir sivil toplum örgütü başkanı ve bir gazeteci olarak cadı avına son verilmesini, 15 Temmuz'a neden olanları, hatta Güneydoğudaki iç çatışmaları bitirecek, dünyayı şok edecek geniş kapsamlı bir gerçek helalleşme, bağışlama ve “Allah onları da affetsin” demek bu ülke üzerinde oynandığı iddia edilen oyunları öteleyeceği gibi ülkeyi 50 yıl ileri götüreceğine inanan biri olarak, AK Parti Genel Başkanı/Cumhurbaşkanı Erdoğan'a buradan bir kez daha sesleniyorum, “Gel onlar yaptı, sen yapma” diyorum…
Çünkü gözaltı, tutuklama, açığa alma, insan haklarını ayaklar altına almakla ve şehitlere ağlamakla bu ülkenin ileri değil geriye, askeri olmazsa da gün geçtikçe daralmaya götürdüğünü, gittiğini ve 100. yıla geniş kapsamlı bir genel affı fark etmek gerekir...
İnanmasanız da gelin helalleşelim, gelin barışalım, gelin el ele verip, 1 doların 1 TL. olacağını deyip, 18.25 TL. bulacağını hesaplamayan başdanışman Yiğit Bulut'un dediği gibi bir genel af ile yeniden bu ülkeye nefes verin ve birbirimize güvenip, inanalım derim…
...