Kendi haberimizi yapmak...

Fakir Yılmaz

03-10-2022 23:17

Her gün başkalarına ait yerel ve ulusal haber ve yorumlar yazan biri olarak kendi haberimi de bana yaptıran son trafik kazamın ardından şoktan çıkar çıkmaz fotoğraf makinamı elime alıp, kaza yerini benimle birlikte benim kadar yorulan aracımın o halini çekmek gerçekten zor bir işti.

Evet son bir hafta içinde beklenmedik kazaları manen ucuz atlatsam da benim de haber olduğumu ve bunu da yazmam gerektiğini bana yaşatan trafik kazasında yara bere almadan kurtulmanın sevincindeyim.

Kazayı yapar yapmaz önce benden bir şey var mı diye bakıp, ardından gazeteci refleksiyle elime aldığım makinamın flaşlarını patlatırken bu ülkede asıl diğer bir terörün de trafik olduğunu bir kez daha anladım.

Çünkü hükumetin o çok güvendiği bölünmüş yol, tünel, köprülerin bilinçsiz bir sürücü toplumu olan ülkemdeki karayolları adı verilen yolları kan yoluna çevirdiğini de hatırlıyordum.

Eğitim de birçok ülkenin ardından gelen ülkemin ölümlü ve de benin GAZETECİ isimli aracım da olduğu gibi maddi hasarlı trafik kazalarında birinci olması asıl tartışılması gereken diğer bir önemli sorun olarak hala çözüm bekler.

Bana kendi haberimi yaptıran bu kazanın tüm insanlık adına son kaza olmasını dilediğim bir sırada benim trafik kazasını geçirdiğim alana gelen trafik ekibinin telsizine gelen son anonsla yine aynı yol üzerinde yeni bir trafik kazasının meydana geldiği ve üç kişinin hayata göz yumduğunu öğreniyor, kendi üzüntümü unuttum, benden sonra gelen ölümlü kazaya kahroldum.

Sonuçta bana kendi haberimi yaptıran kazayı ucuz atlattık.

 

**Yaşanması gerekenler...

 

Hayatın hızla akıp gittiğini fark etmeden yaşadığımız koşuşturma içinde bazı olaylar var ki; ‘Dur yavaş’ der.

Çünkü senin hayattan daha hızlı olmayacağını anlatır önüne çıkardığı engellerle hayat denen şey.

Evet, bir koşuşturmadır ki hepimizin bizden çekip gittiğini anlamadan peşine koşturduğumuz hayat.

İşte bu koşuşturma da içinde bulunduğumuz ağır ve gerekli koşulların kurallarını hiçe sayar, bir adım öne çıkma hesabı yaparken bazen de geçenlerde benim yaşadığım ağır kaza gibi tekler, dur yolcu hele bir nefes al’ der.

Yaşanması gereken yaşamın kuralları olan bu yaşananların hayatın kendisi olduğu tesellisi ile yol almaya devam ederken bu yolda senin en büyük destekçilerin senin dostun, arkadaşın, akraban olduğunu da görür yaşadığın mutsuzluğu bir anda mutluluğa çevirdiğini de anlarız.

Yaşayıp gidiyoruz işte. Yorgun bedenlerimiz, kaybedilmiş heveslerimizle. Bahtımıza ne çıkarsa.

İşte öylesine

Hayat dedikleri de bu olmalı.

Hayata ve dostlara teşekkürler...

 

**Eğitimi uzaklardan kurtaramazsınız...

 

‘Kelin ilacı olsa başına sürer’ ata sözünü hatırlatan ve kendi oturacağı bir yeri olmamasına karşın Ardahan’daki eğitimi İstanbul’da bir düğün salonunda, Ardahan’ı yıllardır görmeyenlerle kurtarmaya çalışan bazı stk'ların bu samimi ve ama yetersiz girişimi 81 Vilayet içinde sonlardan birinci olan Ardahan’daki eğitimin gelişimine ne kadar katkı sunacağını bilemiyorum.

Ama bir gerçek var ki Ardahan’da eğitim konusunda yaşanan olumsuzlukların öyle İstanbullarda, Ankaralarda olumlu hale dönüşemeyeceğidir. Çünkü bu olsaydı yıllardır Ankara’da masa başında hazırlanan plan ve projelerle zaten değil Ardahan'ın, yurdun her yerinde yaşanan bu sorun çözülmüş olurdu..

Gümüşhaneli AKP’li Necmi Kadıoğlu’nun kendi memleketindeki eğitimi kurtarmışçasına, Esenyurt’ta ki bale eşliğinde eğitim gören çocukları görmüş ve bu önemli sorunu çözmüşçesine Ardahan’daki eğitimi de kurtarmaya çalıştığı o toplantıya katılanların kaçının kaç yıldır Ardahan’a gelmediklerini de sormak gerektiğini düşünürken, kendisine bir ev yani derneğin merkezi olmayan tabela ve cepten taşınan stk'larla yetersiz ve Ardahan’dan uzak çabası ÖSS’de, LGS’de sonlarda olan Ardahan’daki eğitimi kurtaracağına inanmıyorum..

Çünkü öncelikle Ardahan’a gelerek, burada yaşananları bizzat gözleriyle görmesi gerekenlerin çocuklarının hangi kolejlerde, hangi ülkelerde okuduğunu da bilmek gerekir. Bu nedenle Ardahan’daki eğitimi uzaklardan kurtaramazsınız diyorum...

DİĞER YAZILARI Barzani'ci trolcüler, toroscular.. 01-01-1970 03:00 Binasını Kuyumculara Kiraya Veren Gazetecilik... 01-01-1970 03:00 AK Partinin Yerel Başarısızlığının Nedenleri?.. 01-01-1970 03:00 31 Mart'ta Cübbeler, Pop Kazandı! 01-01-1970 03:00 Bir Karıca olamazsan da, Bir çöpçü kadar olmak! 01-01-1970 03:00 Yahudi Yuşa'nın Müslüman Kızı 01-01-1970 03:00 Teşekkürler Engin Abi.. 01-01-1970 03:00 İspanyol Boğaları ile baş edilir mi? 01-01-1970 03:00 Kara Fatma, Kırmızı Fatma 01-01-1970 03:00 İşçisiz 1 Mayıs 01-01-1970 03:00 Doğan Şentürk'e Mektop 01-01-1970 03:00 Türkler ve Kürtler Ayrılır mı?.. 01-01-1970 03:00 İnce'den Cumhurbaşkanı Yardımcısı 01-01-1970 03:00 YSK 'Seçin' Diyecek mi? 01-01-1970 03:00 Şimdi Doğu Kapısı Açılmalı... 01-01-1970 03:00 Adayım 01-01-1970 03:00 Ya Bizim Parti Neredeydi? 01-01-1970 03:00 2. Sezer Akşener!.. 01-01-1970 03:00 Ardahanlı İstanbul Milletvekilleri.. 01-01-1970 03:00 9 Şiddetindeki Deprem Dayanıklı ev!.. 01-01-1970 03:00 Ağalar Köyü satarsa? 01-01-1970 03:00 Düdük ve Güdük... 01-01-1970 03:00 Paralar Nereye Gidiyor? 01-01-1970 03:00 Deprem Gözyaşları 01-01-1970 03:00 Ne Yazılabilir ki? 01-01-1970 03:00 Üç Kuruşluk Keklikler.. 01-01-1970 03:00 Gemi Su Alıyor 01-01-1970 03:00 En salakça soru...  01-01-1970 03:00 Hariçler bu ülkenin harcıdır... 01-01-1970 03:00 Yağdır Muhalefet Su.. 01-01-1970 03:00 Associated Press diyemeyen GAZETECİ!.. 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Taşdan'da Aday,Bende 01-01-1970 03:00 Annemin maaşı.. 01-01-1970 03:00 Etme Bulma Dünyası! 01-01-1970 03:00 Bolu Beyinin Beyin Ölümü!... 01-01-1970 03:00 Dünya Kupası Yeni Bailıyor 01-01-1970 03:00 Ağacın kurdu kendi içinde oldukça.. 01-01-1970 03:00 Saraçhanedeki Sarı Öküz!.. 01-01-1970 03:00 Enflasyon Canavarıyla İşbirliği 01-01-1970 03:00 **Beşik kertmesi ve Lal gece.. 01-01-1970 03:00 Şampiyonlar Ligi kaptanı 01-01-1970 03:00 En Büyük Asker Bizim Asker! 01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Tapu ve Kadastro Çökünce 01-01-1970 03:00 Konu Kürt Olunca 01-01-1970 03:00 Kime Neyi Anlatıyorsun ? 01-01-1970 03:00 Bir Ardahanlı Yazısı 01-01-1970 03:00 Solcu Görünen Faşistler! 01-01-1970 03:00 Kara Taksim mi, Kanlı Taksim mi?    01-01-1970 03:00 01-01-1970 03:00 Başkan Erdoğan Konuşuyor.. 01-01-1970 03:00 Enerji Bakanı Ardahan'a Enerji Verecek mi? 01-01-1970 03:00 Brezilya Seçimi ve Rio Karnavalı 01-01-1970 03:00 Dünde Aynı Bugünde 01-01-1970 03:00 Şeytan'ın Avukatı ve Avukatları... 01-01-1970 03:00 Sayıştay Kapatılabilir mi? 01-01-1970 03:00 Düşünen Adam ne Yazmalı? 01-01-1970 03:00 Güneş görmediler ama parayı görecekler 01-01-1970 03:00 Basın Özgürlüğünü oldu bittiye getirmek.. 01-01-1970 03:00 Başörtü, Basın Yasası 01-01-1970 03:00 Lahana mı, Perhiz mi? 01-01-1970 03:00 PKK, YPG şimdide PJAK.. 01-01-1970 03:00 İnanın Barış Zor Değil... 01-01-1970 03:00 Bu işler şiir yazmakla olmaz.. 01-01-1970 03:00 Yerli Malı, Milli Milletvekili 01-01-1970 03:00 Kocaeli'nin Leykakarı 01-01-1970 03:00 Mavi- Kırmızı Vilayet 01-01-1970 03:00 Yarım kalmış örgütlenme: Lobicilik.. 01-01-1970 03:00 12 Eylül Faşizminin Dizaynı... 01-01-1970 03:00 İnanmasanız da bu ülkeye genel af şart... 01-01-1970 03:00 Ankara neresi, Arakan neresi? 01-01-1970 03:00 Cumhurbaşkanı Adayı Tarkan! 01-01-1970 03:00 Bakkal ruhsatı ile müteahhitlik. 01-01-1970 03:00 Bir gece ansızın.. 01-01-1970 03:00 Tek Gözle Bakılan Ermenistan Sorunu 01-01-1970 03:00 Yolunacak kazlar geliyor.. 01-01-1970 03:00 Cumhur Haczedilemez! 01-01-1970 03:00 Fareler Gemiyi Terkediyor 01-01-1970 03:00 Trafik Kazasında Yayın yasağı 01-01-1970 03:00 Serhat Ardahan ve Hayvancılık... 01-01-1970 03:00 Peker'in Söyledikleri, Bizim Yazdıklarımız 01-01-1970 03:00 Bu İşi Genel Af Çözer 01-01-1970 03:00 Uçağın kuyruğunda dönmek... 01-01-1970 03:00 Dönüşemeyen Kentler 01-01-1970 03:00