Depremin 10.gün gerçeğinde yaşamlarımıza devam ediyoruz.

Ülkemizin Doğu ve Güneyindeki 10 şehrinde meydana gelen yüksek ölçekli iki depremde

Tabiri caizse her yer tarumar oldu… Olsun mal derdinde değiliz, yeter ki canlar sağ olarak çıksın enkazın altından,

Diyerek canlı action filmi izler gibi pür -dikkat TV izliyoruz, tahmin ettiğim gibi hepimizi en heyecanlandıran olgu uzun saatlerin ardından hâlâ bir canlının cılız nefesinin ısısını hissetmek,

Diğer şahsen beni heyecanlandıran göçük altındaki insanımızın yaşama kavuşturulmasının yanında, onları bulmamızı sağlayan bizde olmayan ekipmanların, deprem için ülkemizin yardımına koşan, yabancı kurtarma ekiplerinin teçhizatlarıydı.

99 depreminden çıkardığımız derslerin çabuk unutulması, depremden sonra alınan kararların yaşama geçmesinin unutulması, sanki bir daha o boyutta felaketlerin olmayacağına dair içimizin soğuması, bu soğumanın, aklımızı soğurmasıyla hazırlıksız yakalandığımız bir depremin ta kendisidir, Bu Deprem Gerçeği.

Herkesin anlayabileceği düzeydeki sebeplerini irdelemek zaman kaybı. Bilinen ve bunun kabul edilmesinin ardından uygulayıcılarının seçim öncesi ‘’ imar affı ‘’ sunumunun anlaşılır vaziyette tezahür ettiğidir.

Bir daha siyasetçiler kesinlikle #imar affını seçim beyanatlarında cankurtaran olarak kullanmamalı… Zaten realitenin; cankurtaran değil, can alan olduğunu gördükten sonra Yapı denetimleri siyaset dışı denetlenebilir bir biçimde organize edilebilmeli… Hiçbir şekilde bu konuda gösterilecek dirayet esnetilmemelidir.

Ne yazsam az, ne söylesem bilindik, bundan böyle önümüze bakmak en gerçeği olsa da, geçmişe ayna tutarak yürümek lazım, unutursak kalbimiz kurusun diyerek

Yaraların sarılması için gösterilen Dünya Kardeşliği bu soğuk günlerde içimizi ısıtan yegâne umudumuz oldu. Beklenen ise her türlü yardım organizasyonlarının suistimal edilmeden ihtiyaç sahibi depremzedelerin ihtiyaçlarına sunulmasıdır.

Deprem asla siyasi malzeme olmamalı, bir doğa olayıdır. Ancak depremin önlenmesinin mümkün olmayacağı fakat can kayıplarının daha az ya da hiç olmadığı bina yapım organizasyonlarının hayata geçirilmesi tek sloganımız ve gerçeğimiz olarak devam edilmesi hepimizin tek arzusu olmalıdır!

Bugün ayni zamanda Dünya öykü günü… Öykü yazarı, yazar arkadaşların gününü kutluyorum.

Bugün ayni zamanda ‘’ 14 Şubat Sevgi Günü’’, bizim bu konudaki realitemiz artık yer değiştirdi… Çünkü hiçbir olgu anlamlı değil artık, hep bir tarafımız eksik, üstelik daha göçük altında bekleyen kardeşlerimiz var iken tek parolamız ‘’Şefkat Aşk’tan Üstündür’’ ,Olmalı, olabilmeli, Narsisizm çarklarına sevgiyi biçtirmeden!

Ayla Gürel