AYLA GİT BAŞIMDAN

Her zamanki gibi takılmışsam bir şeye eni-konu olması şart değil sıradanda olabilir.

Beklemem yatakta hemen kalkarım zırhlı klavye takımı alırım elime yazmaya koyulurum yeniden, ilk kez rüştünü ispat etmeye çalışan yeni etme yazarlar gibi...Oysa14 sene bitti ilk gazeteye yazdığım yazının tarihi ...

Biraz düşünüyor ve duraksıyorum kalemimi ok gibi dizime batırıyorum,

canım yandıkça hayatla özdeşleştiriyorum acıyı...

Öyle zamanlarda hayatı sorguluyorum çokça korkuluk arayıp aramadığımı soruyorum kendime...

Yokluyorum yüreğimi ve beynimi yanıt yok!

Devam ediyorum ben de kuşanarak dünün yortularıyla bugünün umutlarını atarak heybeme

Bildiğiniz gibiyim işte...

Az uyuyor,

Çok düşünüyor,

Az okuyor, çok yazıyorum...

*

Bastırmak istiyorum her hücremden çıkan hezeyanı ,sitemleri kafatasımın içine ,geri...

Lakin dolu , vize vermiyorlar.

Sonra okunacak kitapları listeliyorum nafile uzun süre kitap okuyamıyorum artık,

Rastgele ruhuma hitap eden bir hayat sayfası varsa kitabın içinde altını çiziyorum hemen ,fosforlu Cevriyenin kalemiyle...Çalıntı yapmak için yazılarıma

sonrasında dikkat çekmek için okuduğum anlamlı satırları...

Bir kahve yapıyorum perdeyi aralayıp ışığı açmadan PC aydınlığında zorlanarak,

pencereye yaklaşıyorum her yer sabahın seheri, hatta günden ileri ,takılıyor

boğazıma bir türkünün iki dizesi 'Ben kimi sevmişim senden ileri 'diye odanın içini inletiyor türkü Ziyaret olmuşsun kurban istersin diyor, Kurban olmak istememekle birlikte engelleyemiyorum kendimi.

Sağlıklı olduğumu düşünüyor, yalnızlıktan korkmuyorum,

aynaya bakıyor , hissettiklerimi doğrulatmaya çalışıyorum kendime.

-Söyle Ayna, benden daha korkağı/ salağı var mı diye ,bu cihan da

Bir dostum vardı buralardan uzun zamandır görüşmedik

Onu andım, haklı olduğunu söylemeliydim diye düşündüm.

''Beni kendimden uzaklaştırmıştı

Devamlı övmekten yalnızlaştırmıştı''

Bazen bu tür düşüncelerle uyuyakalıyorum

Kimi zamanda yatağımdan uyanınca kalkıp oturuyorum ayaklarımı yere uzatarak,sabah oluyor beklerken,

İşe gidip gelenlerin ayak seslerinin ritmine göre ayarlıyorum düşüncelerimi

Bir telefon çalıyor ; babam değil elbette arayan,

Annem yaşamımda hiç var mıydı düşündüm bilemedimm

Gerisi yalan ağlıyordu.

Şimdilik böyleyim; buralar da içim gibi sessiz sakin kimsesiz fakat

geçecek biliyorum.

Belki ruhuma bir candaş yok, tek örneği değilim, türümün -geçecek elbette

Yani demem o ki, her şey bildiğin gibi işte...

Ben de demsiz , tavsız , havsız, içimi döktüm yine çünkü yüzüm astarsız

Niye böyleyim diye düşündüm; ilk kez sıradan bir insan olmayı diledim rabbimden.

OKUYAN YAZAN AMA DÜŞÜNMEYEN , bir türlü bitmedi içimdeki Koreli küçük Ayla / beni kim evlatlık edindiyse daha beklemesin, bulsun artık

Sevgiler