Son zamanlarda ki yoğunluğumu bahane yapıp girmek istedim bu anı yazısına…Hani bir atasözü vardır ’’ Umut fakirin Ekmeğidir’’
Ekmeğiniz varsa mutlu olursunuz, kimselere muhtaç olmazsınız…
Benim ekmeğim beni mutlandıran,çam sakızı çoban armağı yazılarımdır.
Aslında uzun zamandan beri takibimdeydi… Yakın bir zamandaydı diye hatırlıyorum ama net bilmiyordum… Sosyal medyada takipte olmadığımdan 14 Nisan’ı öğrenebilmem ancak Özge‘ye sormamla mümkün olabildi…Yoksa mesajla birine doğum tarihin kaçtı senin diyebilir misin? Diyemezsin … O da neden sordun,der? Sürpriz olmazdı…
Hayli uzunca bir girişten sonra meramımı sanırım anlatabildim…Benim hünerim yazmamdır.. Başka yol bilmem, dost bilirim, güven bilirim, yüreklilik bilirim bir de onu…
Benim dünya görüşüm daima sevgidir!…Sevgim başladısa bitmez, nasıl başlarsa öyle gider…Sevcan hocam benim yarı yaşımdadır… yani kızım gibi…Fakat ben öyle bakmam, kaç yaşında olursa olsun aile bireylerinden beslenen zamirlere ödün vermem… O benim arkadaşımdır!
Toplumun diğer yargıları da yürek kapsamım dışındadır…Herkesi kendimle yaşıt ve eşit bilirim, yüreğimi cezbetmişse şayet.
Ben çok alışık değilimdir sevilmelere, bu bana ait bir duygudur, çoğunlukla…Bilirimki hangi ortam olursa olsun insanlar önce kendilerini düşünürler bu içimizin doğal bir aidiyet sürecidir.
İnsanlar kimi zaman kendilerini kibrit çöpü gibi hisseder, yanar geçer.Bu zamanlarda dostluk benim masallarda okuduğum Pamuk Prenses gibi değildir…Pamuk prenses sevilen,kraliyet ailesi tarafından saygı duyulan , önemsenen bir mahiyette tezahhür edilen bir masal kahramanıdır.
Küçükken okuduğum romanlarda bende herkes gibi olmak isterdim herhalde…Dahası mutlu olmayı da
Tabi ki masallarımız arasında Pinokyoda vardır, kül kedisinin üvey annesi ya da klasik TV dizilerindeKİ Mösyö Darjanton gibi… Zaman zaman oransal ibresi tam bu ayarda olmasa da benzer olan bu tiplemelerle birlikte çalışmışlığımız oldu, iş yaşamımızda…
O zamanlardan kaynaklanandır hep hayata böyle ürkek bakışkanlığımız,net değil flu yani…
Ama an geliyor, nan geliyor, sizi anlayabilen gerçek değeriliğinizi hissedip gözleriyle onay veren yarenler geliyor.İnsan o zamandan sonra kendini çok yalnız, güvensiz ve densiz hissetmiyor!
Ve hep daha çalışmak istiyor, şevkle … Biliyor ki onun yetenek,kapasitesi ve iç görüsü hayata bakışı asla sıradan değil!
O zaman mutlanıyor insan, çiçek bahçesi gibi algılıyor realitesini…
-Seviyor.
-Seviniyor.
Mutlanıyor.
İyi ki var diyesi geliyor içinden ve gözleriyle bunu ima etmek istiyor.
Çünkü karşısındaki dobra, ne yaptığını bilen, aklıyla-duygularını sentezleyerek insanları kırmadan-dökmeden en akkılı seçeneği bulan ve bunu uygulayan bir tatlı –sert karekterin kişilik yansımasıdır!
Kimselerin daha ona kırıldığı ya da onun kırdığına rastlayamadım henüz aşağı yukarı 6-7 yıldır ayni ortamda işlerliyoruz…Ondandır pas tutmamamız!
Geçen düşündüm de bir çok seçenekleri göz önünde bulundurdum…Kıt-kanaat geçindiğim her İstanbul’lu gibi ben de ;işi bırakmakta varken sırada ,işimi sevdiğimden bırakamıyorummm… Hatta başka seçenek bile düşnemiyorum…
Biliyorum ki kalben herkesle eş olmasam da olmak istediklerimle eş’im…Akşamdan aldığım beyaz karanfil kararlarım ertesi gün işe gidince bakıyorumki kırmızı olmuş,yüreğime sürtmüşüm herhal de…
Biliyorum ki ve umut ediyorum ki her şey daha güzel olacak umudumuz hep ayakta…
Ve benim duygu dünyasıyla sürekli kalemim aracılığıyla zaman zaman yolculuklarım oluyor tabi…Bu yolculuklardan rastladığım yol hikayelerini bir anı kalsın diye yazıyorum…
Bu ifadeler yüreğimin his hüsmelerinden yazdığım birer salvo değildir…Tam bir realitedir.
İyi ki varsınız…İyi ki tanımışım sizi… değerleriniz yazdırıyor inanın zorlanmıyorum kelime seçerken biraz geciktim biliyorum ama her gün doğum tarihinizi soracağımı kulak üstüne oturtulan yapı ustalarının sigaralarıyla özdeşleştirirken Nihayet en son öğrendim..
Geç olsa da güç olmadı ama ben düşündüm iç sesim parmaklarımı o da klavyeyi yönlendirdi.
Nice Mutlu yaşlara…İyi ki varsınız ve hep olmalısınız da Sevcan Hocam.
Sezen Aksu’nun Arkadaş şarkısının birkaç dizesiyle sonlandırıyorum yazımı ;
Anılar dalga dalga, sahilime vurunca
Bir selâm gelince, selâ verilince
Ağlarım “Arkadaş” şarkısını duyunca…
Ayla Gürel