EDEBİYAT DÜNYAMIZIN son kuşağında yaşayan mihenklerimizden biri olan yazar Necati
Güngör ile tanışıklığımız inanın hatırlamıyorum kimi zaman ezelisiz ya da 10 yıl olduğunu
düşünüyorum.
Bu süre içersinde müteakip kereler birlikte olduk, etkinliklerde, fuarlarda, ya da birlikte
yemekte, çayda, tiyatroda.
Ve kendi kendime üstlendiğim misyon olan dostlarıma birer yazı armağan edip, onların
hafızalarında hem kendimi canlı tutmak, hem de onların benim gözümde ve gönlümde nasıl
bir yer edindiklerini kendime hatırlatmak amacıyla bu tür eylemlerim olmaktadır, arada
sırada.
Sevgili Necati Güngör'le ilk tanışıklığımızdan bu yana sanırım 10 yılı aşkın bir süre geçti; O
zamandan –bugüne gözlemlediğim ve onun perspektifinden yansımalarla oldukça ciddi,
saygılı, gereksiz konuşmayan, sorgulamayan, dinleyen, gözleyen bir ruh dinamizmi olarak
kafamda oluşturduğum mevcudiyetini hep korumuştur.
Onun edebi yönü, eserleri, ödülleri, kitaplarıyla ilgili veriler birçok internet sitelerinde mevcut
hatta sırf onu anlatacak bir kitap yazıldı ‘’’ Bir Sevgi Hikayesi’Ankaralı bir hocadan..
Benim anlatım ise daha çok dostluğumuzla ilgili, onun yapıtlarına dost-hayran gözüyle
bakmadan, diğer yazarlardan ve yapıtlardan onu farklı kılan yönünün tanımlanması hakkında
hulasa edebilirim;
O kadar çok ki eserleri.
O kadar çok ki ödülleri.
O kadar çok ki hk. Yazılanlar.
Ben bu yüzden farklı kılmak istedim onu yazarken;
Necati Güngör; Kadıköy de yaşar, şimdiler de tüm vaktini yazmakla, kedisiyle ve en çokta
büyük bir beğeni ile takip edilen, fi tarihinden kalma yazarlar,araştırmalar ve kimilerinin
günümüze devam eden etkenliklerini iletme de,anılarla , belgeleriyle birlikte yayınlamakla
adeta bizlere bir hoş sâdâ yaratmakta...
Ve itiraf ediyorum ki, edemeyenlerin aksine ben gelmiş-geçmiş Edebiyat dünyasının çoğu
yazarlarını ve onların öykülerini eserlerini, dünya görüşlerini onun bıkıp usanmadan yazdığı
paylaşımlardan öğrendim hep.
Kimilerini 3. tekil şahıs gereği anlatırken, kimilerinin içinde kendisi de olur. Düşünürüm o
zaman bu yazar hakikatten tam bir literatür.
Tabi ki hayranım; Edebi yönüne, eserlerine, dünya görüşüne, evrensel değerlerine, ilkeliliğine
ve ödünsüz kişiliğine...

Ödünsüz kişilik dedim de bunu biraz açmalıyım, kızarsa birine Eyvallah yoktur, kafası atarsa
çekip gider.
Ve tabii bu kısa sürer.
Hayat zaten yaşantılardan ibarettir!
Aklıma geldi bir gün yine bundan tam 6 yıl önce bir ameliyat olacağım tabi ki dostlarım
biliyorlar ameliyat olacağımı yazıyorum çünkü duvarıma…
Üstadım Necati Güngör bana hastanede seni bekleyebilirim, demesi o kadar mutlu ettik ki
beni... Çünkü yanımda sadece küçük oğlumun olması bir büyüğümüzün olmaması hem
duygulandırıyor ve hüzünlendiriyordu bizi, dostluk yönünü vurguladım.
Ama tabii ben ona kıyamazdım sandalye başlarında bitkin, harap olmasına, teşekkür ettim o
anlar, o sözler var ya işte onlar insan yaşamında kişileri ölümsüz kılan nüanslardır.
Üstadım çok teşekkürler hâlâ da geçerli çünkü boyut dostluk adına çok optimal...
''unuturum sanmayın sakın, unutmam unutamam ''ve şarkıya geçtik!
Molalaşmak iyidir arada, hissiyatımızla yazdığımızdan yürek dinlenmesinde fayda vardır...
Sevgili üstadım Necati Güngör yalındır, belki yazdıklarıma kızar, abartmışsın Ayla, der.
-ben de azını bile yazdım, derim.
Bir anım var anlatmadan geçemeyeceğim... Yanınızda; hem geçmiş dönemin
#şiirsokakta denilen ikinci yeni yazarlarının sonu ile güncel yazarlarımızın karışımı hatta
ikisi arasında bir köprü vazifesi gören bir ağacın gövdesidir sevgili üstadım.
Konuya geleyim… Bir fuar gününde ona birlikte Haydarpaşa kitap fuarına gitmeyi teklif
ettim... Kabul etti, gittik!
-ee suç ben de, sen tut yanına Türk Edebiyatının gelmiş ama geçmemiş ve geçemeyecek
yazarını kavalye olarak al, fuardaki her stant , yazarlar onun tanıyanı, bir tur bile
turlayamadık, dakika başı konuşmalar, başına üşüşmeler,
benimse direkler arkası gözetlediğim hadiyiin yaa diye komut verdiğim buhrana bakışlar,
inanın kaç saatimizi aldı,bir turlama, bilemezsiniz…Bir daha gidersem, ün’süz yazarlarla
gideceğim 
Zaten öyle yerlere ünlülerle takılmayacaksın ,yoksa ilerleyemiyorsun...Sen de ünleniyorsun o
başka da  öhüüü … öhüü
Espriler iyidir, zaten mizansendir dilim. O hal de saadete geleyim.

BİYOGRAFİSİ ;
''Malatya’da doğdu, ilk ve ortaöğrenimi bu kentte tamamladı. Daha sonra İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudu. Fakülte öğrenciliği sırasında dergi ve gazetelerde

hikâye ve diğer türlerde yazılar yayımlamaya başladı. Necati Güngör’ün ilk hikâye kitabı olan
“Yolun Başı” 1973 yılında yayımlandı ve edebiyat çevrelerince ilgiyle karşılandı. Yazar,
ikinci kitabı “Sevgi Ekmektir” ile 1979 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülünü kazandı. Yazarın
üçüncü kitabı yine bir hikâyeler toplamıdır: “Bu Sevda Ölmek”. (İlk iki kitabıyla bir arada,
yeni hikâyeler. Adam Yayıncılık.)
Bu arada Hürriyet, Cumhuriyet, Milliyet gibi gazetelerde röportajları, dizi yazıları yayımlanan
Necati Güngör, Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü’nün yanı sıra Türkiye Jokey Kulübü’nce,
at konulu dizi yazıları nedeniyle “yılın röportajcısı” seçildi.
Necati Güngör 1990 yılında Ömer Seyfettin ve 1999 yılında Yunus Nadi hikâye ödüllerine
değer görüldü.
Güngör’ün öteki kitaplarından bazıları: Hikâyeler: Hayatımın Yedi Hikâyesi, Unutulmaz Bir
Kadın Resmi, İyiler Genç Ölür, Hikâyemde, Hayvan Var, Üsküdar’a Gidelim, Sessiz Yürek,
Anneme Bir Alacağım,2000 yılında, Sevgili Öğretmenim, Bir Hikâye Yaz İçinde İnsan Olsun,
Annem Babam Malatya… (Öz yaşam öyküsü, Malatya’da geçen çocukluk ve ilk gençlik
anıları.)
Necati Güngör’ün röportaj kitapları: Yeryüzünde İki Gölge (İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi
kararıyla toplatıldı.) Bir Taşralının İstanbul Nostaljisi, İstanbul Fotoğrafları, Son Kadınlar.
Ay Işığında Ceviz Yiyen Ayı (Masallar). Anne Bana Köpek Al (Çocuklara yönelik köpek
bakım kitabı). Hayvanların Sır Dolu Dünyası (Hayvanların bilinmeyen özellikleri. 2018
yılında ikinci basımı yapılan bu kitap, “Albatros Bir Okyanus Gezginidir” adıyla çıktı.
Yazarın İstanbul’a ilişkin kitapları:
Şehr-i Şirin İstanbul, Bir Hayal İstanbul, Boğaziçi Büyüsü (İstanbul üzerine seçilmiş
derlemeler).
Anneme Bir Ev Alacağım 2000 yılında basılır
İyilik Kalbin Anahtarıdır. (Çocuklara yönelik deneme yazıları.)
Safiye Ayla’nın Anıları. (Safiye Ayla’nın yaşam kesitleri, hayatına girmiş ünlüler.)
Günışığı Kitaplığı’nca yayımlanan ve 2017 Naim Tirali Ödülünü kazanan “Sevgili
Öğretmenim” yazarın, öğrenci-öğretmen ilişkilerindeki insani yönleri öne çıkaran hikâyeler
toplamıdır. Toplamda 33 kitabı yayınlanmıştır.
Edebiyatçılığının yanı sıra yaşamını gazetecilikle kazanan Necati Güngör, en son Kanal-D
Haber Merkezi’nde redaktör olarak çalıştı. Bu görevden sonra emekliye ayrıldı. Şimdilerde
tek uğraşısı yazmak,
Sağlıkla bin yaşayın üstadım, bir kahve borcunuz oldu peşin söyleyeyim  Bedava peynir
yalnızca fare kapanında olur.
Sevgiler, saygılarımla esenlik dileğimle
Ayla Gürel