“Ben sadece kendi zayıflığımı biliyorum; başkalarının gücü hakkında hiçbir fikrim yok.”
Voltaire

Yazının, Sözün giderek anlamsızlaştığı günlerdeyiz.

06.02.2023 -04.17-7.7
PAZARCIK

06.02.2023-13.24-7.6
ELBİSTAN

Duygusal bir toplum olduğumuzu tüm halk ezgilerimizde anlayabilirsiniz. Bakın Ragıp Binzat’tan alınma, Nida Tüfekçi Hocamızın derlediği yörem olan ve bu depremde harap olan Adıyaman’ın bu acıklı türküsünde bunu daha net görebilirsiniz.

Bir Mektup Yazdırdım Bir Ucu Kara,
Künyemiz Geliyor Karakollara,
Anam Duyar İse Düşer Yollara.
Uy Nenni Nenni Askerim Nenni Esmerim Nenni.

Şu ana kadar güzelim Güneydoğu illerinde beş binden fazla yıkılan bina ve yaralı, üç binden fazla kaybettiğimiz yurttaşımız ile Acılarımızı yine bal eyledik. Umarım sayılar artmaz.
**
Deprem felaketine uğrayanlarda moral bozukluğu, üzüntü,acı,keder, çaresizlik, isyan hâd safhada.
Sorunu her bir şehirde bir kaç müteahhit´in sırtına yıkmak bu sefer kolay olmayacak gibi.
**
Herkes kurtulur böylece sorumluluktan.
Oysa iş bu kadar kolay değil.
**
İnsanlara yiyecek,içecek yardımında bulunmak elbette insani bir duygu.
**
Ancak bu yardımlar günlük sorunları çözebilir.. Oysa kalıcı çözümler gerekir.
**
Bunun için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere, İlgili vilayetlerin ve ilçelerin belediyeleri biran önce yıkık, hasarlı ve oturulamaz konutlar yerine, deprem mağdurlarından beş kuruş talep etmeden, gerekirse imar değişiklikleri ile inşaat firmalarına da hak tanıyarak BEDAVA KONUT YAPMALIDIR .
**
Yirmidört yıldır toplanan deprem vergileri gerçek amacı için kullanılmalıdır.
**
Hasarlı konutlar; Bu vergilerle yeniden oturulabilir, güvenli konutlar haline getirilmelidir.
**
Hep söylüyoruz; Varlığı da paylaşmak gerekir.
Büyük inşaat firmaları,
başta olmak üzere her ihaleye talip olan bu kayrılan firmaların her biri en az bir iki hasarlı, ya da yıkılan bina yerine depremzedelerden hiçbir talepte bulunmadan yeni konutlar yaparak bu ülke ve halka olan borçlarının hiçmi değilse(Olacağını sanmıyorum. Umarım yanılırım) bir kısmını ödeyebilirler.
*
Aynı şey diğer Büyük Şehir ve Şehir Belediye Başkanlıkları içinde geçerli olmalıdır.
Yoksa su, ekmek, çocuk bezi ve giyeceklerle bu sorunların çözümü bence mümkün değildir.
**
Yardımlaşma elbette değerli ve önemlidir.
Herkesin gücü oranında elini taşın altına koyması gerekir düşüncesindeyim. Bu tespitim işin sadece bir boyutu.
**
HAYDİ GÖSTER KENDİNİ
GÖZDE(?) iNŞAAT FiRMALARI VE
DİĞERLERİ!...
Görelim bakalım yardım ve iyilik severliliğinizi!..
Elbette bu kısa vadeli önerimizdir..
**
Kalıcı önerilerimiz ise;İMAR VE RUHSAT izinleri
tüm muhataplarının yer ve sorumluluk alacağı bilimsel bir kurul tarafından verilmelidir.
Hatalı ve yanlış izinleri veren her kimse ya da kurula ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.
**
Bağ,bahçe tarım arazilerinin imara açılması mutlaka önlenmelidir.
**
Özellikle fay hatlarının olduğu bölgelerde imar izinlerini" Kırk ölçüp, bir biçmek"gerekmektedir.
Bilim insanlarının"Deprem değil,kötü inşaat öldürür"söylemleri çok doğru ve yerindedir.
Bu uyarıları merkezi ve yerel yönetimlerin kulak ardı etmemesi gerekir.
1999 yılı depreminden ders almadığımız gün gibi ortadadır.
Umarız Güneydoğu Depremi Olası büyük depremler ile ilgili önlemleri hızla almamızı sağlar..

Yukarıdaki tespit ve önerilerimi,eleştirilerimi,felaketlerin kol gezdiği bugünlerde olabildiğince asgari düzeyde tutmaya çalıştım.. Aynı kişiler ve aynı yöntemlerle farklı sonuçlar beklenmeyeceğini bilmemize rağmen, yılmadan, usanmadan uyarılar yaparak yolumuza devam edeceğiz. Direneceğiz! Umudumuzu kaybetmeden kaldığımız noktadan ileriye gideceğiz..

Deprem nedeniyle kaybettiğimiz kardeşlerimiz ışıklar içinde yatsınlar. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Gerçeklerin er geç açığa çıkacağı, Haramilerin cezalarını adilce çekeceği aydınlık günlere dostlarım.

YAŞASIN KARDEŞLiĞiMiZ!..
YAŞASIN SEVGİMİZ!..

Sevgiler..