Dünya dijitalleşme yolunda her ne kadar ilerlese de insan gücü ve insana duyulan ihtiyaç yadsınamaz bir gerçektir.

Sürücüsüz araçlar, otonom kamyonlar neredeyse her platformda dile getirilse bile unutulmamalı ki dünya hala insanların avucunun içindedir.

Bu nedenle insanların şekillendirdiği bir dünyada sürücüsüz araçlar tasarlanıyor olsa dahi insanın varlığını göz ardı edilmemelidir.

Aksi takdirde taşınan yükler gelecek dönemde sektöre ağır gelmeye başlayacaktır.

Özellikle 2000’li yıllardan sonra bilimin ve teknolojinin kucağındaki bir dünyaya doğanlar bu mesleği artık tercih etmemektedir.

Her ne kadar kamyonlar son teknoloji ile donatılıp geniş bir konfora sahip olsa da yaşam koşullarının zor olması, güzergaha göre iki-üç ay boyunca kamyonda kalmak zorunda olunması, sosyal hayatın kısıtlı olması gibi sıkıntılar, 80’li 90’lı yıllardaki birçok çocuğun hayalini süsleyen bu meslek için yeterli gelmemektedir.

Hem şoför hem de işveren tarafında yükümlülükler barındıran şoförlük mesleği,

  • Kaçak göçmenlerin şoförlerin hayatlarını ve mesleki kariyerlerini riske atması,
  • Mola yerlerinin temiz olmayışı,
  • Park yerlerinin yeterli olmayışı,
  • Sınırlardaki uzun kuyruklar ve haftaları bulan bekleme süreleri,
  • Uzun çalışma süreleri,
  • Vize almada yaşanan sıkıntılar,
  • Vize sürelerinin dolması ve yenilenmeyen vize problemi,
  • Yemek yemek için uygun yerlerin bulunmayışı gibi sebeplerden ötürü cazibesini yitirmiş görünüyor.

Önceki dönemlerde iyi kazanç sağlayan, farklı ülkeleri görme fırsatı sunan ve gençler tarafından da tercih edilen bir meslek iken şimdiki dönemde firmalar şoför bulmakta sıkıntı yaşamaktadır.

Ülkemizde uluslararası karayolu yük taşımacılığı, değer ve ağırlık bazında uluslararası denizyolu yük taşımacılığından sonra ikinci sırada yer almaktadır.

İlk ve son taşıma ayakları haricinde, çıkış ve varış noktaları arasında kesintisiz taşımacılığı olanaklı kılması sebebiyle, taşıma operasyonunun tamamında yüksek oranda karayolu araçları kullanılmaktadır.

Yurt içi yük taşıma faaliyetlerinde ise karayolu yaklaşık %90 oranında tercih edilmektedir.

Şoförlerimizin sorunlarını masaya yatıracak olursak, son dönemde küresel bir sorun haline gelen sürücü istihdamında yaşanan kriz, özellikle dış ticaret faaliyetlerini kesintiye uğratmaktadır.

İngiltere'de geçen yıl başlayan sürücü sorunu, bu ülkede akaryakıt tedarik krizi çıkarırken, sıkıntı Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerine de sıçramıştı.

IRU'nun (Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği) 25 ülkeden hem yolcu hem yük taşımacılığı yapan bin 524 şirket tarafından yanıtlanmış anketine göre, bu ülkelerde 2021'de 2,6 milyondan fazla sürücü açığı bulunurken önlem alınmadığı takdirde bu sayının emekliliği yaklaşan sürücülerin oranı göz önünde bulundurularak daha da artacağını ortaya çıkarmıştır.

Yine aynı ankette,

  • Sorunun kalifiye iş gücü eksikliğinden kaynaklandığı,
  • Çin ve ABD dışındaki ülkelerde kadın sürücü oranının %3'ten az olduğu,
  • Analiz edilen yerlerde taşımacılıktaki mevcut iş gücü açığını büyük ölçüde kapatabilecek sayıda ve nitelikte işsiz insan bulunduğu,
  • Avrasya ülkelerinin gelecek yıl sürücü pozisyonlarının yüzde 26'sının boş kalacağı yönünde tahminlerin yapıldığı,
  • Söz konusu açığın Avrupa'da yüzde 14, Meksika'da yüzde 11 ve Türkiye'de yüzde 18'e ulaşmasının beklendiği sonuçlarına ulaşıldı.

Anket sonucu, küresel yük taşımacılığı yapacak sürücü bulunamamasının yapısal bir sorun olmaya devam edeceği ve ilerleyen yıllarda kara yolu taşımacılığı sektörünün büyümesini sınırlayan bir faktör olacağı da değerlendirildi.

Anketin Türkiye'ye ilişkin bölümünde ise;

  • Ücret politikasında yapılan iyileştirmelerin, sürücü temininde yeterli bir teşvik olmadığı,
  • Türkiye'nin kadın sürücü oranı en düşük 3 ülke arasında bulunduğu,
  • Profesyonel sürücülük mesleğinin teşvik edilmesi için mesleğe giriş yaşının düşürülmesi,
  • Mesleki eğitimin artırılarak, işe giriş şartlarının kolaylaştırılması,
  • Çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiği tespit edildi.

Sürücü yokluğu sorununa çözüm sağlayabilecek önerleri sıralamak gerekirse;

  • Avrupa Birliği mevzuatı kapsamında çalışma-dinlenme süreleri, pazara ve mesleğe giriş, sürücü ve aracın eve geri dönüşüne yönelik düzenlemeleri içeren paket ile sürücülere yönelik yapılan düzenlemelerin, ülke mevzuatıyla uyumlaştırılması ve bu yöndeki çalışmalara hız kazandırılması,
  • Halihazırda yük taşımacılığı için 21 ve yolcu taşımacılığı için 26 olan mesleğe giriş yaşının düşürülmesi,
  • Profesyonel sürücülük mesleği için çıraklıktan ustalığa geçiş sisteminin oluşturulması,
  • Sürücülere, yükleme ve teslimat alanlarındaki davranış ve uygulamaların iyileştirilmesine yönelik düzenlemelerin yapılması,
  • Kadınların, sektöre kazandırılmasına yönelik çalışmalara başlanması ve kadının sektörde yer edinmesi için teşviklerin sağlanması,
  • Mesleğe yönelik periyodik ve yenileme eğitimleri dahil sürekli eğitimlerin verilmesi,
  • Profesyonel sürücülük mesleğinin nitelikli personel kapsamına alınması ve İŞKUR aktif iş gücü teşviklerinden yararlanılmasının sağlanması,
  • Mesleğe girişe yönelik düzenlemeler kapsamında, özellikle sürücü belgesi başta olmak üzere diğer belgelendirmeyle sınavlar ve belge yenilemeleri nedeniyle oluşan maliyetlerin düşürülmesine yönelik çalışmaların yapılması,
  • Profesyonel sürücüler için ücret politikalarının iyileştirilmesi ve standardize edilmesi için ilgili mevzuatlarda güncellemelerin yapılması ve istihdam teşviklerinin getirilmesi şeklindedir.​​​​​

Anketin Türkiye'ye ilişkin bölümününe göz atacak olursak;

  • Ücret politikasında yapılan iyileştirmelerin, sürücü temininde yeterli bir teşvik olmadığı,
  • Türkiye'nin kadın sürücü oranı en düşük 3 ülke arasında bulunduğu,
  • Profesyonel sürücülük mesleğinin teşvik edilmesi için mesleğe giriş yaşının düşürülmesi,
  • Mesleki eğitimin artırılarak, işe giriş şartlarının kolaylaştırılması,
  • Çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiği tespit edilmiştir.

Özellikle Türkiye’de şoförlük zor zenaat oldu.

Rastgele park edilen araçlar nedeniyle toplu taşıma araçları manevra yapamıyor ve bu da trafik çilesine neden olmaktadır.

Şehiriçi toplu taşıma araçları kullanan şoförler ile yolcular arasında çıkan tartışmalar ise cabası.

Trafikte birçok kazanın yaşanmasına yol açan, kurallara uymayan şoförlerin özellikle “delikanlıysan dur” ve benzeri cümlelerin havada uçuştuğu trafik terörüne caydırıcı cezai yaptırımlar getirilmesi şarttır.

Unutulmamalıdır ki, “kazalar, çiğnenmiş kuralların intikamıdır”.

 

Aşkım Tan