31 Ekim 2003 tarihine Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi kabul edilerek bu sözleşme kapsamında 9 Aralık Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Günü olması da onaylanmıştır.

Yolsuzluk genellikle “verilen yetkinin özel menfaatler doğrultusunda kötüye kullanımı” olarak tanımlanmaktadır.

İlk sıradaki uluslararası kanun olan BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi (UNCAC) kamu görevlilerine rüşvet verilmesinin, kamu görevlilerince zimmete geçirmenin, nüfuz kullanmanın, yetki suistimalinin, haksız zenginleşmenin, rüşvetin ve özel sektörde zimmete geçirmenin, kara para aklamanın, adaletin önlenmesinin kanunla yasaklanmasını gerektirmekte olup, liste alabildiğine uzamaktadır.

Yolsuzluk suçu, birçok yargı bölgesinde farklı tanımlamaktadır.

BM sözleşmesi Türkiye'de de 2006 yılında resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Dünya kamuoyu yolsuzluk nedeniyle koltuğundan olan devlet ve hükümet başkanlarına hiçbir zaman yabancı olmamıştır.

Bu bağlamda Uluslararası Şeffaflık Örgütü’ne (Transparency International) göre “kamu gücünün, özel çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanılmasıyolsuzluk olarak tanımlanmaktadır.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu'nun tahminlerine göre dünyada her yıl 1 trilyon Amerikan Doları rüşvet olarak ödeniyor.

Yolsuzluk yapılarak çalınan paranın miktarı 2 trilyon milyar doları aştığı açıklanmıştır.

Birleşmiş Milletler,

  • Adalet
  • Demokrasi
  • Eğitim
  • Kalkınma  
  • Refah
  • Sağlık  için verilen zararları göz önünde bulundurarak yolsuzluğa karşı küresel bir mücadele başlatmıştır.

Türkiye ayrıca Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelere de taraf olmuştur.

Dünya Bankası yolsuzluğu;Kamu görevinin özel çıkar sağlamak için kötüye kullanılması”,

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ise

Kamu güç, görev ve yetkisinin rüşvet, irtikap, kayırmacılık, sahtekarlık ve zimmet yoluyla özel çıkar elde etmek için kötüye kullanılması” olarak tanımlanmaktadır.

Yapılan araştırmalara göre  iktidar ve muhalefet partilerinin seçmenleri arasında şu şekilde gözle görülür bir farklılıklar gözlenmektedir:

  • AKP seçmeninin %44’ü,
  • MHP seçmeninin %63’ü Türkiye’de yolsuzluğun arttığını düşünürken,
  • CHP seçmeleri arasında bu oran %97,
  • İYİ Parti seçmeleri arasında %91,
  • HDP seçmenler arasında ise  %92,
  • Kararsızların %78’i son iki yılda Türkiye’de yolsuzluğun arttığını düşünüyor.

Diğer yanda ise kendini “dindar muhafazakâr”, “geleneksel muhafazakârlar” ve “modern” tanımlayanların tamamına göre en az yolsuzluk yapılan kurumun başında TSK gelmektedir.

Ülkedeki dindarlık seviyesinin artmasıyla birlikte dini kurumlar ve diyanette yolsuzluk yapıldığı algısı azalmaktadır.

Yine buna göre dindar muhafazakârların sadece %19’u dini kurumlar ve Diyanet’te yolsuzluk yapıldığını düşünürken, bu oran geleneksel muhafazakarlarda %31, modernlerde ise %57 oranındadır.

Yolsuzluk çoğunlukla pastadaki aslan payını kendi ceplerine aktarmak için konumlarının kendilerine sağladığı fırsatlardan yararlanmaları durumunda kamu görevlilerini kapsamaktadır.

Ancak yolsuzluğun her zaman bir hükümet yetkilisiyle ilgili olmadığını da burada vurgulamak gerekir.

Şirketler arasında da ihaleye verme karşılığında kişisel ödeme almak konumundan yararlandığı durumlar gibi yolsuzluk gerçekleşebilir.

Ayrıca;

  • Belirsiz, karmaşık ve sık değişen kanun ve yönetmelikleri,
  • Kanun ve yönetmeliklerin yetersiz, tutarsız ve adaletsiz bir şekilde uygulanması,
  • Kamu sektörü veya özel sektör karar mercilerinde şeffaflık ve hesap verebilirlik eksikliği,
  • Pazarda rekabet yokluğu,
  • Ürün ve hizmetlerin yüksek değerine kıyasla düşük kamu veya özel sektör ücretleri gibi yolsuzluk nedenleri bulunmaktadır.

Uluslararası Şeffaflık Derneği, uzmanların, sivil toplum örgütlerinin ve iş dünyası temsilcilerinin kamu kesimindeki yolsuzluğa dair algılarını yansıtan Yolsuzluk Algı Endeks sonuçlarına göre, 2021 yılında Türkiye 180 ülke arasında 38 puanla 96. sırada yer aldı.

Yani Türkiye böylelikle 2013 yılından itibaren 12 puan kaybederek 43 sıra birden düşmüş oldu.

Son 10 yıl içerisinde en çok puan kaybeden ülkeler şöyledir:

  • Avustralya,
  • Bosna Hersek,
  • Botsvana,
  • Kanada,
  • Şili,
  • Kıbrıs,
  • Guatemala,
  • Honduras,
  • Macaristan,
  • Lübnan,
  • Liberya,
  • Lüksemburg,
  • Mali,
  • Moğolistan,
  • Nikaragua,
  • Filipinler,
  • Polonya,
  • Saint Lucia,
  • Güney Sudan
  • Suriye,
  • Türkiye,
  • ABD,
  • Venezuela.

Türkiye, Avrupa Birliği üyesi ülkeler ile karşılaştırıldığında ise 27 üye ülkeden de düşük puan alarak Bulgaristan’ın ardından sonuncu sıraya yerleşti.

38 OECD ülkesi arasında 37. sırada yer alan Türkiye, G-20 ülkeleri arasında ise sondan üçüncü sırada yer aldı.

2013 yılında Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkeler grubunda lider konumda bulunan Türkiye, 2021 yılında yedinciliğe geriledi.

Küresel sıralamada ise ülkemiz ekonomik, sosyal ve politik istikrarsızlıkların yoğun olduğu birçok ülkenin gerisinde kalarak 180 ülke arasında 96. sıraya yerleşti.

Yolsuzluk Algı Endeksi’nde, birinci sırayı 88’er puanla Danimarka, Yeni Zelanda ve Finlandiya paylaşırken ikinci sırayı 85 puanla Norveç, İsveç, ve Singapur paylaştı.

Endeksin son sıralarında ise 13 puanla Suriye, Somali ve Güney Sudan yerini aldı.

Şeffaflık Derneği’nin konu ile ilgili yaptığı açıklamada yolsuzluğun yaygınlaşmasını ve sıradanlaşmasını sağlayan cezasızlık uygulamalarının sürdüğünü belirterek şu ifadelere ver verdi:

Büyük ölçekli yolsuzluk iddiaları yargıya taşınsa da pek çoğunun soruşturma aşamasında kalmasıyla yolsuzluk suçları için cezasızlık yaygınlaşmaktadır. Bütçe şeffaflığı ve kamu kaynaklarının kullanımına ilişkin hesap verebilirlik konusunda temel ihlaller bulunmaktadır.

Medya kuruluşlarına, gazetecilere, sivil topluma yönelik baskı ve yıldırma politikaları sürmektedir. Bunlara karşın yargı erki, bağımsızlığını korumalı ve yolsuzlukla mücadele gücünü yitirmemelidir. Geleceğimizi ipotek altına alan kamu özel iş birliği proje, ihale ve sözleşme süreçleri şeffaf ve açık bir biçimde yürütülmeli, bu projelerin kamu maliyesine oluşturduğu yük toplumla paylaşılmalıdır.”

Charles Cateb Colton’un söylediği gibi, “Yolsuzluk bir kar topu gibidir, yuvarlandıktan sonra artması gerekir.”

Aşkım Tan

09.12.2022