Türkiye’de yüksek enflasyon, ücret artışlarını etkisiz hale getirirken, çalışanların alım gücü giderek düşüyor. Araştırmalar, birçok sektörde maaşların asgari ücret seviyesine yaklaştığını gösteriyor. Önceki dönem Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in 2022’de açıkladığı verilere göre, asgari ücretli çalışan oranı %22 iken, Merkez Bankası verilerine göre bu oran %43’e yükseldi.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİKAR), her yıl yayınladığı raporlarda, ücretli kesimin yarısının asgari ücret civarında maaş aldığını vurguluyor. Üstelik kişi başına düşen brüt ücretlerin, katma değere oranı 2006’dan bu yana geriledi.

Ekonomist Arda Tunca, Türkiye’nin düşük ücretli ve düşük verimli sektörlere sıkıştığını belirterek, “AKP’nin sermaye yanlısı tercihi, emek aleyhine acımasız bir politika mimarisine dönüşmüş durumda” ifadelerini kullandı.

Gelir adaletsizliğiyle birlikte fırsat eşitsizliği de derinleşirken, orta sınıfın giderek eridiği ve gençlerin eğitimle sınıf atlama umudunu kaybettiği belirtiliyor. Türkiye’nin emeğe yaklaşımı, toplumun genel değerler sistemini de şekillendiriyor.

Önceki dönem Çalışma Bakanı Vedat Bilgin’in 2022’de açıkladığı asgari ücretli oranı yüzde 22’yken Merkez Bankası verilerine göre çalışanların yüzde 43’ü asgari ücret alıyor. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİKAR) ise her yıl yayınladığı raporlarda ücretli kesimin yarısının asgari ücret ve civarında maaş aldığına dikkat çekiyor. Üstelik raporlara göre kişi başına brüt ücretlerin, kişi başına katma değere oranı 2006 yılından bu yana geriledi, çalışma hayatında verimlilik artışına karşın ücretler düştü. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) Ağustos 2024’te yayınladığı, Prof. Aykut Kibritçioğlu imzalı araştırmaya göre, özellikle 2000’lerden bu yana maaşlar kişi başı GSYH’nin yarısına doğru azaldı. 1974- 2002 arasında asgari ücretten yüksek olan ortalama ücretler, 2005’ten bu yana asgari ücrete yaklaştı.

‘FIRSAT ADALETSİZLİĞİ’

Ekonomist Arda Tunca Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Emeğin pazarlık gücü törpülendi. Emek, sistematik biçimde değersizleşiyor” diyerek Türkiye’nin düşük ücretli ve düşük verimli, yaratıcılıktan uzak sektörleri önceliklendiren bir ekonomik modele sıkıştığı görüşünü ifade etti. Tunca, AKP’nin politikaları ve topluma yansımasına ilişkin şu ifadeleri kullandı: “AKP’nin sermaye yanlısı tercihi, emek aleyhine neredeyse acımasız bir politika mimarisine dönüşmüş durumda. Emeğin bu şekilde değersizleştirilmesi, sadece bir ekonomik tercih değildir. Siyasal bir yönelimin sonucudur. Toplumda orta sınıf eriyor, gençler eğitimle sınıf atlayamayacaklarını gördükçe umutsuzluğa kapılıyor. Gelir adaletsizliğiyle birlikte fırsat adaletsizliği de derinleşiyor. Türkiye’nin emeğe yaklaşımı, toplumun genel değerler sistemini de şekillendiriyor.