"Toplanma Alanları Yerine Beton Yığınları: Deprem Riskine Karşı İhmaller Büyüyor"
23 yıllık iktidar döneminde, AKP’nin rant ve talan projelerine öncelik vermesi, deprem riskine karşı alınması gereken önlemleri gölgede bıraktı. Deprem toplanma alanlarının birer birer imara açılarak AVM ve rezidanslarla doldurulması, çürük binaların yenilenmemesi ve yeterli ödeneklerin ayrılmaması, kamuoyunda büyük tepki topluyor.
Ülke nüfusunun yüzde 70’inden fazlası deprem riski yüksek bölgelerde yaşarken, kamu odaklı projelerin hayata geçirilmemesi ve bilim insanlarının uyarılarının dikkate alınmaması, yurttaşların endişelerini artırıyor. Sağlık ve eğitim gibi kritik kamu binalarının depreme karşı güçlendirilmemesi, Kanal İstanbul ve İstanbul Finans Merkezi gibi projelerin önceliklendirilmesi, yeşil alanların hızla yok edilmesi, halkın yaşamını tehdit eden bir tabloyu ortaya koyuyor.
Dün yaşanan Silivri merkezli deprem, toplanma alanlarının ranta feda edilmesinin sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Sokaklara dökülen yurttaşlar, mahallelerindeki parklara akın etmek zorunda kalırken, toplanma alanlarına ulaşamamanın sıkıntısını yaşadı. Deprem, Kanal İstanbul projesinin yaratabileceği büyük felaketleri de yeniden hatırlattı.
Bu ihmaller zinciri, halkın güvenliğini tehlikeye atarken, kamuoyunda daha fazla hesap sorulması gerektiği yönünde bir talep oluşturuyor. Eğer bu habere eklemek istediğiniz başka detaylar varsa, birlikte geliştirebiliriz!
İktidar aynı zamanda ‘rezerv alan’ ilanıyla aynı zamanda "Afet ve Acil Toplanma Alanı" olan, Şişli’nin Kanal İstanbul’u olarak adlandırılan alana Taşyapı’nın 72 katlı rezidans ve AVM yapılmak istenmesi nedeniyle giremedi. Yurttaşlar, sokak aralarında ve inşaatın yanındaki küçük parkta bekledi.
1,3 MİLYON YAPI RİSKLİ
Bilim insanlarının sık sık Türkiye’de ‘Yapı Denetim Sistemi’ de çok sıkı denetlenmeli” uyarısında bulunduğu megakentte kendiliğinden yıkım tehlikesi bulunan yüz binlerce bina bulunuyor. Beykent Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden İnşaat Mühendisi Doç. Dr. İhsan Karagöz, yapıların yönetmeliğe uygun olması gerektiğini vurgulayarak İstanbul’da şu anda 400 tane kendiliğinden yıkılacak bina olduğu uyarısında da bulunmuştu,
Başkanı Buğra Gökce’nin İBB operayonunda tutuklandığı İstanbul Planlama Ajansı birçok raporunda deprem sorununa dikkat çekti. Bunlardan en dikkat çekeni geçen yıl 17 Ağustos’un 25’inci yılı nedeniyle yayımlanan rapordu.
Raporda özetle şunlara dikkat çekildi:
• 1999 Marmara Depremi Türkiye’nin afet yönetiminde bir milat olarak kabul edildi. Buna rağmen imar barışı gibi uygulamalar hayata geçti. Yapı kayıt belgesi alan yapılar risk altında. İmar affı ile elde edilen gelirler de amacına uygun şekilde yapı stokunun deprem direncini artırmak için kullanılmadı.
• 1999 depreminden sonra yürürlüğe giren deprem vergilerinden elde edilen gelirler Türkiye’deki yapı stokunu iyileştirmek için kullanılmadı. Bu vergilerle 2003-2023 yılları arasında 96 m2 büyüklüğünde 1,3 milyon konut yapılabilirdi. Marmara Depremleri’nden sonra 2001 yılında 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun çıkartıldı ve yapı denetim kuruluşları oluşturuldu.
• İstanbul’da her üç yapıdan ikisi 2000 yılı öncesinde yapıldı. 6,8 milyon konutun yaklaşık 1,3 milyonu riskli. 1999 depreminden sonra dönüşmesi gereken konutların yalnızca dörtte biri dönüştürülebildi.

1999 Marmara Depremi sonrası içi boşaltılan ve kentsel rantları değerlendirebilmek için kullanılan “Kentsel Dönüşüm Bölgesi” kavramına ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesine süreç içerisinde bir de 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında “rezerv alan” ve “riskli alan” kavramları eklenmiştir. 2010 yılı sonrası bu kavramlar ile askeri alanlar, yeşil alanlar, hazine ve kamu arazileri ihtiyaç duyan kesim ve bölgeler içinde yeni rant bölgeleri oluşturularak üst gelir grubu projeleri için imara açılmıştır.
Yine İPA tarafından hazırlanan "Kamusal Alanın Dönüşümü: Alışveriş Merkezlerinin Kentsel Etkileri Üzerine Değerlendirme" başlıklı raporda da dikkati çeken bilgiler yer aldı. Rapordaki verilere göre İstanbul’da en az 42 bin 200 kişinin deprem sonrası barınma ihtiyacını karşılayabileceği büyüklükteki toplam alanda, 95 adet 20 bin metrekarenin üstünde AVM bulunuyor.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından da geçen yıl İstanbul’a özel bir rapor yayımlandı. Raporda toplanma alanları özellikle vurgulandı. Rapordan öne çıkanlar şöyle:
• Deprem toplanma alanları daha özel olarak; üzerinde geçici kentlerin kurulabileceği, elektrik, su, ısınma, duş, tuvalet gibi temel ihtiyaçların karşılanabileceği altyapıya sahip büyük ve geniş alanlar olarak tarif edilmektedir. Dolayısıyla deprem toplanma alanı olarak gösterilen okul bahçelerinin, parkların, boş arazilerin toplanma alanı olarak belirlenmesinin, depremde yaşanması muhtemel kaotik ortamda, alana ulaşma problemlerinin yanı sıra, deprem sonrası olası yıkımlar sonucu kullanılamaz duruma gelebileceği de öngörülürse, bu alanların çoğunun gerçekçiliği bulunmamaktadır. Ayrıca 1999 depreminden sonra belirlenen bazı deprem toplanma alanları üzerine bugün AVM, rezidans inşa edildiği de tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir.
• Maltepe ve Yenikapı başta olmak üzere, kuvvetli yer hareketi ve tsunami etkisine karşı davranışının büyük belirsizlikler içerdiği dolgu alanlarının, bu toplanma alanlarına alternatif olarak sunulmuş olması ve daha da önemlisi afet sonrası acil durum eylem planlarında önemli rol oynadıkları düşünülmesi felakete davetiye çıkarmaktır.
• İstanbul’da acilen uygun, güvenli ve yeterli sayıda deprem toplanma alanı belirlenmeli, halk bilgilendirilmelidir.
İstanbul Deprem Çalışma Grubu tarafından Şubat 2023’te yayımlanan raporda AFAD tarafından İstanbul’da belirlenen 5 bin 636 Acil Toplanma Alanı, incelendi. Nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde kişi başına düşen toplanma alanının yeterli olmadığı tespit edildi. Toplanma alanlarının yüzde 36’sı kişi başı 1 m²’nin altında bulunuyor.
Yapılaşmaya açılarak bugün AVM ve konut olan bazı toplanma alanları şöyle:
Ali Sami Yen (Şişli), Ağaoğlu MyCity (Bahçelievler), Meydan AVM (Bahçelievler), Sahilpark Veliefendi (Zeytinburnu), Onaltı Dokuz (Zeytinburnu), Ora AVM (Bayrampaşa), Forum İstanbul (Zeytinburnu), Kiptaş ünalan Evleri (Üsküdar), TOKİ Avrupa Konutları (GOP), Ataköy Konakları (Bakırköy), Capacity AVM (Bakırköy), Selenium Plaza (Beşiktaş).

∗∗∗
• İBB’ye bağlı KİPTAŞ’ın "İstanbul Yenileniyor" projesi kapsamında, vatandaşların kentsel dönüşüm için kredi kullanabilmeleri talepleri kamu bankaları tarafından onaylanmadı.
• Yurttaşların sığınabilecekleri yüzlerce park imara açıldı. Dünkü depremin ardından da bir kez daha megakentte toplanma alanı ihtiyacı bir kez daha görüldü. Var olan küçük parklarda insanlar tıklım tıklım doldu.
• İBB’nin projelerini desteklemeyen, hatta köstek olan iktidarın Yarısı Bizden kampanyası ise sadece sözde kaldı. Ocak 2025 verilerine göre kampanya kapsamında sadece 550 yapıda dönüşüm gerçekleştirildi.
• Kentsel dönüşüm projesi adı altında esas ihtiyacı olan yerler değil, rant odaklı dönüşümler yapıldı. Riskli yapılar dönüşüm beklerken Kadıköy Fİkirtepe, Üsküdar Kirazlıtepe, Beykoz Tokatköy gibi rant odaklı dönüşümler yapıldı.
• Kentin nüfusu 20 milyona dayanmasına rağmen engelleyecek bir adım atılmadı. Üstelik Kanal İstanbul gibi nüfusu artıracak projeler hâlâ planlanıyor.