Türkiye’de siyasi liderlere yönelik güvenlik önlemleri ve toplumdaki kutuplaşma söylemleri yeniden tartışma konusu oldu. Uzmanlar, Özel’e yönelik saldırının siyasi gerilimlerden bağımsız değerlendirilemeyeceğini ifade ederken, CHP çevreleri olayın koruma zafiyetini gözler önüne serdiğini savunuyor. Olayla ilgili resmi soruşturma başlatılırken, siyasi kesimlerden ve kamuoyundan sert tepkiler gelmeye devam ediyor. Konuyla ilgili gelişmeler yakından takip ediliyor.
Bu “zafiyet” resmi devlet teşkilatı açısından kabul edilemez bir durumdur.
Güvenlik güçleri görevlerini yapmamışlardır. CHP’nin kendi teşkilatı açısından da durum kabul edilemez.
Milletvekilleri nerede? Belediye başkanları nerede? Teşkilat nerede? İmamoğlu’nun belirttiği gibi, “Ülkeyi yönetenlerin ‘telef’ etmeyi konuştuğu yerde provokatörlere gün doğar”.
Çok partili sisteme girdiğimiz zaman süreci içinde ne yazık ki muhalefetteki CHP genel başkanlarına saldırı eksik olmamıştır.
Milli Mücadele’nin cephe komutanı İsmet İnönü, 1959 yılında Topkapı’da öldürülmek istenmiştir. Ecevit’e defalarca suikast girişimi yapıldı. Kılıçdaroğlu Ankara’nın Çubuklu ilçesinde gittiği bir cenazede ve Artvin’de saldırıya uğradı. Ekrem İmamoğlu’nu da Erzurum’da taşladılar.
Türk demokrasisi bu tip saldırılara hedef olmaktan bir an önce kurtarılmalıdır.
Saldırıya karşı AKP Sözcüsü Ömer Çelik ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın ciddi tavır alması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özel’e geçmiş olsun telefonu açması her şeye karşın demokrasimiz için olumlu gelişmelerdir. Ancak bu yaklaşım yetmez. Siyasal ortamda kutuplaşmayı sona erdiren ciddi bir yumuşama yoluna gidilmelidir.
Türk demokratik yaşamı bir an önce normal koşullarına girmelidir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.