Türkiye’de ekonomik sıkıntılar ve iklim krizine rağmen üretimden vazgeçmeyen kadınlar, tarımın geleceğinde umut olmaya devam ediyor. Kimya Yüksek Mühendisi Nihal Ceren Alıcı, akademik bilgisini toprağa taşıyarak onarıcı tarımda örnek bir başarıya imza attı.
Cumhuriyet’e konuşan Alıcı, çocukluğundan beri çiftçilik yapan babasının yaşadığı zorlukları görünce harekete geçtiğini belirterek, “Artık bu iş sürdürülemez hale gelmişti. Kimya mühendisi olarak bir şey yapmam gerektiğini düşündüm. Kompost solucan gübresini önce amatörce ürettik, sonra yüksek lisans tezime konu ettim. Toprakta denemelere başladık, sonuçta çiftçi oldum” dedi.
Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesinde çiftçilik yapan Alıcı, solucan gübresiyle tahılda dört kat verim artışı sağladıklarını anlattı:
“İlçemizde arpada ortalama 180 kilogramlık verim varken biz 450 kilograma ulaştık. Bu çalışmayı tez olarak yayınladım, farklı illerde çiftçilerle birlikte denemeler yaptık. Bozcaada’dan Ardahan’a kadar onarıcı tarım uyguluyoruz ve sonuçlar çok başarılı.”
Çiftçilerin topraktan yeniden verim alabilmesi için onarıcı tarıma geçmesi gerektiğini vurgulayan Alıcı, “TÜBİTAK’a başvurdum, çok etkili bir iş ama yönetim kademesinde hâlâ çekinceler var” diye konuştu.
Ardahanlı üretici Özlem Semint ise, kent yaşamını bırakarak memleketinde arıcılık ve kaz yetiştiriciliğine yöneldi. Bakırköy Belediyesi’nden emekli olduktan sonra 13 kovanla başladığı üretimini 52 kovana çıkaran Semint, “Devletten destek alamıyoruz ama kendi emeğimizle büyüyoruz” dedi.
Kadın üretici olmanın getirdiği zorluklara dikkat çeken Semint, “Birçok kişi bu işe girişimi gereksiz bir macera olarak gördü. Ama üretmek, bir değer yaratmak ve rol model olmak benim için çok önemliydi. Ailem yanımda durdu, şimdi de çevremizden takdir görüyoruz” sözleriyle mücadelesini anlattı.
Kadınların bilimin gücüyle üretime yön vermesi, Türkiye tarımında dayanışma ve dönüşümün yeni bir hikayesini yazıyor.
