İçişleri Bakanlığı'nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik (İBB) başlattığı "terör" soruşturmasına yönelik tartışmalar sürüyor. Bakanlık ile İBB arasında yaşananlara bir madde daha eklendi.

 

T24 yazarı Tolga Şardan, İBB'de başlatılan teftişte ve terör incelemesinde görev verilen Mülkiye Teftiş Kurulu'nun grup başkanı başmüfettişin neden affını isteyerek görevden ayrıldığı konusuyla ilgili yeni bilgileri paylaştı.

Şardan yazısında, Arif Yıldırım'ın sekiz kişilik müfettiş heyetine katılmasıyla farklı bir yaklaşımın kendisini gösterdiğini ifade etti. 

Şardan yazısında, o dönemde Yıldırım'ın, bir isim listesi getirip bilirkişilerin söz konusu listeden atanmasını önerdiğini ancak teftiş heyetince yapılan incelemede Yıldırım'ın tavsiye ettiği isimlerin İstanbul'daki AKP'li belediyelerde görev yapan kamu personeli olduğu ortaya çıktığını söyledi.

Grup başkanı başmüfettişin itiraz ettiği ve bilirkişi raporunun hazırlanmasında bir CHP'li ve bir AKP'li belediyeden kamu personeli görevlendirilmesinde anlaşma sağlandığına dikkat çeken Şardan, "Bu yaşananlar grup başkanı başmüfettişin görev affını istemesinin son aşaması oldu" ifadelerini kullandı.

İBB'ye teftişte ikinci perde: AKP'li bilirkişi krizi

Şardan'ın yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

"İddiaya göre; o dönemde beşi İçişleri Bakanlığı'ndan üçü diğer kamu kurumlarından olmak üzere toplam sekiz kişilik müfettiş heyeti belediyede çalışmaya başladı.

Ancak, çalışmalar ilerledikçe süreci takip eden bakanlık yönetimi, teftiş heyetinin yaklaşımından memnun olmadı. Daha doğrusu, söz konusu heyetin başkanı başmüfettiş, görevi çerçevesinde işlemlerini yürütürken, bakanlık bu durumdan pek de hoşnut kalmadı.

Sonrasında Bakan Süleyman Soylu'dan alınan onay ile Mülkiye Başmüfettişi Arif Yıldırım ekibe katıldı.

Bakan Soylu, Yıldırım'ın teftişin başından beri grubun içinde yer aldığını açıkladı. Fakat kaynaklarım Yıldırım'ın sonradan gruba atandığında ısrarcı.

Daha önce de İmamoğlu'nun görev yaptığı Beylikdüzü Belediyesi'nde soruşturma yapan Yıldırım'ın ekibe katılmasıyla farklı bir yaklaşım kendisini gösterdi.

Yıldırım, teftiş heyetinin bazı işlemleri sırasında grup başkanı başmüfettişi "Sayın Bakan bunu böyle istedi" şeklinde yönlendirmelere başladı.

 

Bu arada İBB'nin incelenen iş ve işlemlerinin daha sağlıklı sonuç vermesi amacıyla "bilirkişi" heyetleri oluşturulması gündeme geldi.

O dönemde Yıldırım, bir isim listesi getirip bilirkişilerin söz konusu listeden atanmasını önerdi. Ancak teftiş heyetince yapılan incelemede Yıldırım'ın tavsiye ettiği isimlerin İstanbul'daki AKP'li belediyelerde görev yapan kamu personeli olduğu ortaya çıktı!

Grup başkanı başmüfettiş, "CHP'li belediyenin denetlemesinde AKP'li belediyelerden bilirkişi atanması"nın doğru bir çalışma yöntemi olmadığını belirterek itiraz etti.

İtiraz sonunda, müfettiş çalışmasına esas olacak bilirkişi raporunun hazırlanmasında bir CHP'li ve bir AKP'li belediyeden kamu personeli görevlendirilmesinde anlaşma sağlandı.

Bu yaşananlar grup başkanı başmüfettişin görev affını istemesinin son aşaması oldu. Ardından grup başkanı Mülkiye Başmüfettişi nisanda sağlık sorununu gerekçe gösterip görevden affını istedi. Talep bakanlık tarafından "memnuniyetle" karşılandı elbette.

Deyim yerindeyse; "yedekten" takıma giren Arif Yıldırım, Nisan 2022'den itibaren "takım kaptanı" yani grup başkanı olarak İBB teftişine devam etti."