Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı belli, Millet İttifakı’nın adayı için de “CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylığı” tartışmaları üzerinden 6’lı masanın takvimlendirmesi işliyor.

Geçen haftanın çalışma günleri, bu konuda minik bir “restleşme” ile kapandı. 6’lı masanın son toplantısında yayımlanan ortak bildiride “Seçime ortak aday ile gidileceği” ifadesinin altına bütün genel başkanlar imza atmışlardı. Şimdi yeni bir aşamaya geçildi. Kılıçdaroğlu’na yönelik “6’lı masa içinden” itirazların uygun şekilde çözüme bağlanması hedefleniyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun açıklamalarını da bu amaca yönelik olarak değerlendirmek gerekiyor. Ancak bu yaklaşım ve Kuşoğlu’nun sert uyarısının neden kamuoyuna yansıtıldığının ayrıntılarına bakmak gerekiyor.

‘KISIK TONLU BİR İTİRAZ’

Ortak aday vurgusunun yapıldığı toplantının ardından İYİ Parti lideri  Akşener’in “Adaya halk karar verir” yönündeki değerlendirmesi gündeme gelmişti. Bu, Kılıçdaroğlu’nun ortak aday olması yaklaşımına da “kısık tonlu bir itiraz” olarak değerlendirildi. Akşener’in bu tutumu kendi partisi içindeki dengeleri gözeterek yaptığı kulislere yansıyan bilgi...

İYİ Parti, CHP’nin desteğiyle Türk siyasi yaşamında yer aldı ve şu anda net oyunun yüzde 11’in üzerinde olduğu tüm anketlere yansıyor. Bu noktada Akşener’de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yönelik bir karşı duruş olmadığı, ancak partisinde bazı isimlerin “aday dayatıldığı” gibi düşüncelerle kurullarda ve toplantılarda itirazda bulundukları biliniyor. Bu itirazlar, “6’lı yapı, ülkenin parlamenter sisteme geçişi için oluşturulmuştu. Şimdi ortak aday konusuna kilitlenmiş durumda. Kuruluş amacına dönmeli” şeklinde kulislere yansıyor.

İYİ Parti’de başka bir iç konu daha var. Partinin güçlü ismi Koray Aydın bir süre önce teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcılığı görevinden alınmış, bu görev doğrudan Akşener’e bağlanmıştı. Gelinen aşamada Aydın’ın yerine yeni atama yapılabilmiş değil. Ayrıca Aydın’ın görevden alınmasına neden olan bazı iddiaların doğru çıkmadığı, bunun genel başkan tarafından da hissedildiği parti kulislerinde konuşuluyor. Aydın’ın ise “teşkilat başkanlığı” görevinin yeniden verilmek istenmesini kabul etmeme eğiliminde olduğu da dile getirilen diğer konu.

İYİ Parti’nin seçim öncesinde bu iç düzenlemelerle uğraşması ve ortak adayın isimlendirilmesinde kafaların karışık olması ve ikna edilecek isimlerin bulunması CHP’nin mevcut noktaya gelmesine neden oldu.

DEVA ‘ÖN PROTOKOL’ İSTİYOR

Ortak aday konusunda demeçlere de yansıyan bir diğer sorun da DEVA Partisi’nden geliyor. Parti sözcüleri uzun süredir önceliğin “Yol Haritası” ve “Avrupa’da olduğu gibi ön protokol” olması üzerinde duruyor. Cumhuriyet’in dünkü sayfalarında, “Aday dayatması olmaz” şeklindeki değerlendirme de DEVA Partisi’ne aitti. 6’lı masada yer alan diğer partilerde ise ortak aday ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığına çok keskin bir karşı duruş gözlenmiyor. DEVA’nın yaklaşımları her konuda diğer partilerden farklılık gösteriyor. Ali Babacan ve partisinin daha bağımsız bir siyaset istediği, bu konuda kendisini ve partisini önümüzdeki seçimlerde sınamak istediği değerlendirmeleri de yapılıyor. Ancak masanın 5 üyesinin ortak aday konusuna “tamam” demesi karşısında DEVA’nın kendisini parlamento seçimlerinde sınama görüşüne yönelebileceği dile getiriliyor.

CHP’de en çok rahatsızlık yaratan bir diğer konu ise haklı olarak, “Alevi olduğu için kazanamaz” şeklindeki ilkel söylem. Kılıçdaroğlu’nun kurduğu stratejide bir aşama daha geçilirken siyasi kulisler şimdi, 6’lı masanın 2 Ekim’de yapacağı toplantıya dikkat kesilmiş durumda. 

Ortak aday belirleme sürecinin açıktan kamuoyunda tartışılması ve masanın en büyüğü CHP’den gelen sert çıkışın ardından daha ileri bir girişim beklenmiyor. Kulislere yansıyan bilgilere göre, “Akşener, sürecin sonunda ve tartışmaların ardından ağırlığını koyacak ve ortak aday konusunda fazlaca sorun yaşanmayacak”.