Fethullaçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından kurgulanan “Poyrazköy/Kafes/ÇYDD/Amirallere Suikast” davalarındaki usulsüzlüklere ilişkin eski polis ve bilirkişilerin yargılandığı davanın ikinci duruşması dün başladı.

 

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlayan duruşma, mahkemede bulunan ve SEGBİS ile duruşmaya katılan sanıkların dinlenmesiyle devam etti. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, emekli Amiral Kadir Sağdıç ve emekli deniz albay Ali Türkşen duruşmada müşteki olarak hazır bulundu. Marmara Cezaevi’nde görülen duruşmaya bugün diğer sanıkların dinlenmesiyle devam edilecek.

BAĞDAT’TAN BERAAT TALEBİ

Duruşmada ilk olarak savunmasını yapan emekli Başkomiser Muhammed Bağdat, kendisine ilişkin suçlamaları redderken kendisinin teknik bilirkişi olduğunu ve yapıldığı tespit edilen usulsüzlüklerde yetki ve imzası olmasını belirtirtti. 2008-2010 yılları arasında evrensel kurallara uygun olmadığı halde uygunsuz CD ve DVD’lerle ilgili önüne gelen verilere işlem yaptığını da kabul eden Bağdat, bu konuda bir karşı yasa olmadığını söyleyerek kendisini savunarak beraat talebinde bulundu.

HANEFİ AVCI AYRINTISI

Görev yerlerini sayarken bir ay Sakarya Karasu’da görev yaptıktan sonra Kaçakçılıkla Organize Mücadele (KOM) birimine atamasının yapıldığını söyleyen Bağdat, bu kadar kısa sürede bu atamanın nasıl yapıldığı sorusunu şöyle yanıtladı: “Polis Akademisi’nde yapılan söyleşilerde sunuculuk yapıyordum. Hanefi Avcı konuşmacı olarak gelmişti. Etkinlik bitti, mikrofonu kapattıktan sonra bana gelecek hedeflerimi sorduğunda KOM’da görev yapmak istediğimi söylemiştim. Sonrasında kendisi kızak bir görevde KOM’un başındaydı. Sanırım beni takip etti ve  KOM’a o aldırdı.”

"ŞİKÂYETÇİYİM"

Poyrazköy davasında yaklaşık beş yıl hapis yatan Türkşen, müşteki başvurusuyla ilgili olarak “Vatanseverler hakkında sahte delil üreten, özel hayatlarını ve itibarlarını hedef alan, Silahlı Kuvvetler içindeki derin yapılanmalarına kadro açmak için kullanılan Poyrazköy/Kafes/ÇYDD/Amirallere Suikast Davası’nda yaşanılanların hesabını sormak için buradayız” derken “Şikâyetçiyim. Bu kumpasta şehit olan Türkan Saylan adına, Ali Tatar adına, Sadettin Doğan adına da şikâyetçiyim. Bu caniliğin sorumlularını, masumlara kıyanları, unutmuyorum, barışmıyorum, affetmiyorum, helalleşmiyorum” ifadelerini kullandı. 

 

Poyrazköy komplosunun, hukuk tarihine geçmiş bir dava olduğunu belirten müşteki Ali Türkşen’in Avukatı Hüseyin Ersöz, “Bu davada söz konusu sahtecilik ve manipülasyonları yaparak, mağdurların yaklaşık 4 yıl 9 ay tutuklu kalmalarına, Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkilerinin kesilmesine neden olan eski Emniyet mensupları ile bilirkişilerin, yargı önüne çıkarılması önemli bir aşama olsa da bu komplonun tüm faillerinden hesap sorulması kamu vicdanının tatmini için önem taşımaktadır. Bu sebeple, komplo yargılamada görev alan eski savcılar ile hâkimlerin de yargı önünde hesap vermeleri önem taşımaktadır” dedi. 

"SUÇLULAR CEZALANDIRILMALI"

Kumpas davalarda 40 ay hapis yatan emekli Koramiral Kadir Sağdıç ise “Bu sürecin içinde bir avuç insan değil, kumpas mağduru şehitlerimiz, kahraman TSK mensupları, aileleri ve bunların da ötesinde ulusal güvenlik riskleri yaşatılan yüce Türk ulusu var. Bireysel olarak kimseye kastımız yok ancak gelecek nesillerin anayasada tanımlandığı üzere laik, demokratik, sosyal hukuk devletinde yaşayabilmesi için bu davaların hukuk ve adalet çerçevesinde sonuçlandırılıp suçluların cezalandırılırması zorunludur. Umarım fazla gecikmeden davalar sonuçlanır adalet yerini bulur” ifadelerini kullandı. 

"ETKİN PIŞMANLIK"

Poyrazköy davası kapsamında ÇYDD Kadıköy şubesine yapılan aramada el konulan ve içinde 5 numaralı hard diskin de bulunduğu hard diskleri inceleyen bilirkişi ekibinden olan Bağdat’ın Bylock kullanımı üzerinden etkin pişmanlık yasasından faydalandığı ortaya çıktı. Eski Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven Yaşar’ın avukatı Hüseyin Buzoğlu’nun Bağdat’a “Tek telefonunuz üzerinden 4 bin 426 kez sinyal alınmasını” anımsatması üzerine Bağdat,
“Her sinyal konuşma anlamına gelmiyor, teknolojiye meraklı olduğum için böyle bir uygulama olduğunu öğrenince programı indirdim. Sosyal konularda iletişim için, dini buluşmalar için kullandım” diyerek kendisini savundu.

"HEDEF LAİK CUMHURİYETE BALTA VURMAK"

Gazetemize konuşan ÇYDD Genel Başkanı Ayşe Yüksel şu ifadeleri kullandı: “Bugün bu mahkemede sanık koltuğunda oturanlar, Atatürk Türkiyesi’ni, laik Cumhuriyete balta vurmak için Atatürk devrim ve ilkeleri ışığında emek veren ÇYDD’yi ve üyelerini hedef alarak çirkin kumpaslarını kurduklarında bir gün kendilerinin de sanık olabileceklerini akıllarına getirmemiştir.”