Haber : MURAT GENC

İzmir Konfederasyonu’ndan tarihi çağrı: Artık silahlar sussun!

İzmir Konfederasyonu Başkanı Ferhan Ademhan, düzenlediği basın toplantısında terör örgütüne çağrıda bulunarak, “Amasız ve şartsız olarak silahların susmasını istiyoruz. Artık gençlerimiz ölmesin ve analarımız ağlamasın” dedi.

Değerli basın mensupları, Değerli misafirler ve sivil toplum kuruluşlarının kıymetli başkanları, değerli siyasi parti başkanları ve mensupları, İzmir’imizin değerli belediye başkanları, İzmir’imizin değerli milletvekilleri sizleri şahsım ve İzmir Konfederasyonu adına saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz, şeref verdiniz. 
10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 27 Mayıs 1949 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nce kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi nedeniyle siz değerli misafirlerimizin önünde başta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olmak üzere, tüm insanlığın Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum. 
Ülkemiz için tarihi bir çağrı yapma ihtiyacını hissettik ve aldığımız kararın metnini sizlerle paylaşmak istiyorum.
PKK’ya çağrımız: “Amasız ve şartsız olarak silahların susmasını istiyoruz.”
Artık gençlerimiz ölmesin ve analarımız ağlamasın.
Diyarbakır ve Cumartesi annelerinin de hayatlarını güzel yaşamasını istiyoruz. Yeni Şehit annelerinin de olmasını istemiyoruz. O yüzden EDİ BESE / yeter artık diyoruz. 
Türkiye Cumhuriyeti yüzyıllık bir geçmişi geride bırakıp yeni yüzyılına hazırlanmaktadır.
Hiç şüphesiz ülkemizin kuruluşundan bugüne kadar geçen yüz yıllık süre dış ve iç faktörlerin yarattığı acı verici zorlu olaylarla yüklüdür. 
Halkımız tüm bu olumsuzlukları aşmış, medeni dünyanın ortak dili olan çok partili demokratik hayatı anayasal ve siyasal bir gerçeklik olarak kurmayı başarmıştır. Ancak, millet iradesinin egemenliğine ve demokrasiye tahammül edemeyenlerin ülkemizi maruz bıraktıkları darbeler yüz yıllık tarihimizin en acı verici ve zorlu olayları olarak yaşanmıştır.
İçinde bulunduğumuz bu coğrafya özgürlüğün, demokrasinin, kardeşliğin ve refahın yeryüzü cenneti olma potansiyellerine sahipken, üzülerek ifade etmeliyiz ki, kanın, gözyaşının ve ağlayan anaların feryatlarının duyulduğu bir yer haline gelmiştir. 
Milli servetimizden ve öz kaynaklarımızdan bu ve bunun benzeri acı verici olaylar ve ekonomik krizin halkımızı fazlasıyla vurduğu bu dönemde ülke olarak bir nefes alalım. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar bu çağrımızı dikkate alarak boşa çıkartılsın. Etrafımızdaki ateş çemberinden, Hz. İbrahim’in ateşten sağ salim çıkarak yeni bir dönemi başlatması gibi Ülkemizde yeni bir Yüzyıla yeni projeler ve huzur içinde girsin.
21. Yüzyıla hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında istikrar içinde yürüyüşüne devam etmesini istiyoruz. 
Bu nedenle 21. Yüzyıl dünyasında ve 100’üncü yılımızda yani 2023’te artık bu sorunun konuşulmasını istemiyoruz. Sorunlarının çözüm yoluna girmiş, ekonomik sosyal refahının arttığı bir dönemin ülkemizde özlem ve umudunu taşıyoruz.
Bu nedenle artık kaynaklarımızın daha doğru kullanılması gerektiğine inanıyoruz. Bu sorun için harcanan bütçenin 3 Trilyon Dolar olduğunu, ülkemizde 3 trilyon dolar ile kaç tane okul kaç tane fabrika kaç tane hastane yapılabileceğini düşünmenizi istiyorum.
Eğer bu ve buna benzer sorun olmasaydı kişi başı milli gelirimiz Avrupa’yı geçecekti. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları ve halkımızın temsilcileri olarak biz Sivil Toplum Kuruluşları bu durumun farkındayız ve bunun gerçekleşmesinin temennisi içerisindeyiz.
21. Yüzyılda Avrupa’nın ekonomik ve demokratik kriterlerini de aşan bir noktada olmak istiyoruz. Dinimiz ve inancımızın gereği kardeşçe yaşamak dileğini ve bunları dikkate alan ve şiar edinen programına koyan söz veren parti ve ittifaklara çağrımızdır: Görüşlerimizi dikkate alan partiler ve ittifakların destekleneceğini ve makbul görüleceği sivil toplum kuruluşlarından ve halktan destek göreceklerinin kanaatindeyiz.
Artık çatışmaların ve şiddet politikalarının bir çözüm olmadığını, bunun yerine devletimizin toplumu ve halkı ile sorunlarını barış ve kardeşlik ile çözdüğü bir süreci yaşamak istiyoruz. Biz sivil toplum örgütleri olarak bu şiddet politikaları yerine uzlaşı ve diyaloğun gelişmesini insanlarımızın ölmemesini barış içinde bir arada yaşamasını istiyoruz.
Dünyadaki örneklere baktığımızda yıllarca süren çatışmaların ve savaşların sonucunun diyalogla çözüldüğü görülmüştür. Bir tarafta 40 yıldır 100 binden fazla ölen insanımız, diğer tarafta ise 3 trilyon dolardan fazla milli servetimizden harcanan paramız vardır. Milli servetimizin harcanan bu bütçenin yarı miktarı ülkemizin insanlarına harcamış olsaydık hiçbir çocuğumuz okula aç gitmeyecek ve açlıktan bayılmayacaktı. 
Yaramızı kendimiz sarıp iyileştirirsek, hiçbir dış gücün kaşıyacağı ve kullanacağı bir yaramız, sorunumuz ve zaafımız olmayacağı için daha güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti olacağımız kesindir. Devletimizden bir baba bir anne şefkati ile sarılıp, halkını, vatandaşını, sivil toplum kuruluşlarını dinleyen, annelerin ağıt yakmadığı yaralarının sarılmasını istiyoruz. Çağrımız ellerin tetikten çekilmesi ve sorunların   aklı selim ve kardeşçe hukuk ile kul Hak-ı ve Allah korkusu ile vicdan ile çözülmesidir. Ülkemizin çıkarınadır ve dinimizin gereğidir. 
Dünyaya ülkemiz barış ve istikrar politikaları ile örnek ülke olmalıdır. 
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ileri görüşlülüğünden örnek alarak “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” özdeyişini ülkemizin her karış toprağında olmasını sağlayarak örnek ülke konumunda olmalıyız.
Bu yüzden ekonomik sosyal siyasal olarak kazandıracak 350 milyonluk Ortadoğu pazarında lider ülke olmamızı sağlayacaktır. 
İzmir’de kurulu 98 federasyon ve 4000 dernek mevcuttur. İzmir Konfederasyonu İzmir’imizde kurulan ve tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının üst çatısı olarak faaliyetlerini yürüten ilk kurulan konfederasyonudur.
Kamuoyunun, devletimizi yönetenlerin tümüne açık ve Samimi bir biçimde sesleniyor ve taahhüt ediyoruz ki, barış ve demokratik çözüm konusunda biz İzmir Konfederasyonu olarak bu milli arzunun gerçekleşmesi için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız.
Değerli basınımızdan ricamız metnin bir bütün olarak değerlendirilmesidir. Şu an ben bu açıklamayı yaparken bütün basınımızın maillerine açıklamamız elektronik ortamda iletilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği beraberliği için bu konuda Allah için inanarak risk alarak yaptığınız bir açıklamanın ülkenin bütün hassasiyetlerini düşünülerek Hareket Edip haber yapacağınıza inanmakta ve temenni etmekteyim. Soru Cevap Almayacağız ve başka bir açıklamamız ve beyanatımız olmayacaktır. Anlayışınız için çok teşekkür Ederim İyi ki varsınız.
Değerli basın mensupları değerli kanaat önderleri ve misafirler ve sivil toplum kuruluşların kıymetli başkanları, bu önemli günde ülkemiz ve geleceğimiz için zaman ayırdığınız ve bizleri yalnız bırakmadığınız için sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. İyi ki varsınız sağolun var olun Allah emanet olun.