Cevat Baran ÇAYDAŞ / Özel Haber 

Enflasyonun her geçen gün arttığı ve Türk Lirasının gelişmiş ülkelerin para birimleri karşısında değer kaybettiği Türkiye'de, vatandaşların temel gıda ihtiyaçlarına erişmesi de zorlaşıyor.

Türkiye'deki ekonomik şartlar nedeniyle piyasadaki gıda ürünlerine erişim her geçen gün zorlaşırken, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) geçtiğimiz günlerde temmuz ayı dünya gıda fiyat enflasyonu verilerini resmî sosyal medya hesaplarından yayınladı.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) 38 üye ülkesinden biri olan Türkiye, yayınlanan verilere göre dünya gıda fiyat enflasyonu sıralamasında yüzde 94,6 ile zirvedeki yerini koruyor.
İktidarın, Tarım Kredi Kooperatifleri Marketlerinin piyasada 'regülasyonu sağlamak' amacıyla  gıda ürünlerinde indirime gidilmesi yönündeki talimatı sonrası piyasadaki gıda fiyat enflasyonunun düşmesi beklenirken, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre dünya gıda fiyat enflasyonu sıralamasında Türkiye yüzde 94,6 ile en yüksek gıda fiyat enflasyonuna sahip ülke konumunda yer alıyor.
Bu durumla ilgili konuşan ekonomist Onur Altın ise hükümetin gıda ürünlerinde fiyat indirimi talimatını vermesiyle Türkiye'de gıda fiyat enflasyonunun düşmeyeceğini belirtiyor.

TÜRKİYE AÇIK ARA FARKLA ZİRVEDE 

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) açıkladığı verilere göre, son bir yılda gıda fiyatları en az artan İsviçre yüzde 1,9 ile en düşük gıda enflasyonuna sahip olan ülke konumunda. Türkiye yüzde 94,6 ile birinciliği açık ara farkla elde etmiş durumda. Türkiye'nin en yakın takipçileri Litvanya yüzde 29,9 ile ikinci sırada yer alırken, Macaristan ise yüzde 28,7 ile üçüncü sırada yer alıyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) temmuz ayı dünya gıda fiyat enflasyonu sıralaması şu şekilde:

1.Türkiye: Yüzde 94,6 
2.Litvanya: Yüzde 29,9 
3.Macaristan: Yüzde 28,7 
4.Kolombiya: Yüzde 24,6 
5.Şili: Yüzde 19,4 
6.Polonya: Yüzde 15,4 
7.Meksika: Yüzde 14,1 
8.Almanya: Yüzde 14,0 
9.İspanya: Yüzde 13,5 
10.ABD: Yüzde 13,1 
11.İngiltere: Yüzde 12,7 
12.İtalya: Yüzde 10,0 
13.Kanada: Yüzde 9,9 
14.Fransa: Yüzde 7,2 
15.Japonya: Yüzde 4,9 
16.İsrail: Yüzde 4,4 
17.İsviçre: Yüzde 1,9

"BAŞLICA SEBEBİ DOLARIN TL KARŞISINDAKİ SERT YÜKSELİŞİDİR"

 Konuyla  ilgili TCNETHABER.COM'dan Cevat Baran Çaydaş'ın sorularını yanıtlayan ekonomist Onur Altın, “OECD ortalamasının yüzde 14.5 olduğunu düşündüğümüzde yaklaşık 6.5 katı gıda enflasyonu yaşıyoruz. Bize en yakın ülke konumunda bulunan yüzde 29.9 enflasyonlu Litvanya’dan bile kat kat pahalıya gıda tüketiyoruz demektir. Tabi bunun en başlıca sebebi doların Türk Lirası karşısındaki sert yükselişidir diyebiliriz"  yorumunda bulundu.
Ekonomist Onur Altın, Merkez Bankasının (TCMB) faiz indirimleri sonrası Türk Lirası'nda yaşanan değer kaybının hayat pahalılığını da beraberinde getirdiğini söyledi.
Öte yandan Türkiye’de gıda enflasyonunda kısa vadede düşüş beklemediğini söyleyen ekonomist Altın, "Türkiye gıda fiyat enflasyonunda diğer ülkelerle arayı daha çok açabilir" dedi.

Ekonomist Onur Altın

"TÜRKİYE'DE PİYASA REGÜLASYONU SAĞLANAMAZ"

Ekonomist Altın, iktidarın gıda ürünleri için Tarım Kredi Kooperatifi Marketlerine indirim talimatı vermesinin gıda fiyat enflasyonunu düşürmede hiçbir etkisi olmayacağını belirterek, şunları söyledi: "Eğer talimatla ürünlerin indirimi sağlanmaya çalışılır ise bu iki şeye sebep olabilir. Birincisi maliyetini karşılayamayan esnaf bu işi bırakır ve tarımda zaten az olan kişi sayısı daha da iner ki bu uzun vadede  daha çok dışa bağımlı olmamızı sağlar. İkincisi ürünün tekelleşmesine ve karaborsanın doğmasına neden olabilir. Şimdilik hükümetin bu hamlesinin Türkiye’de gıda enflasyonun artmasına neden oluyor diyemem ancak yukarıda saydığım unsurlar yaratılırsa olabilir."

Tarım Kredi Kooperatifi Marketlerinin "Piyasada regülasyonu sağlama" misyonuna da değinen Altın, "Türkiye'de piyasa regülasyonunu sağlayamazsınız. Türkiye'de serbest piyasa ekonomisi var" diye konuştu.

"İKTİDAR GIDA SORUNUNU ÇÖZMEK İSTİYORSA ÖNCE KURDAKİ ARTIŞI DURDURMALI"

"Türkiye’de önce tarlada 1 TL olan domatesin neden sofraya 15-20 TL’den geldiğini sormak lazım" diyen Altın, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"En başlıca sebebi ulaşım faktörü. Doların TL karşısında sert yükselişi yurt içinde akaryakıt fiyatlarını da arttırdı. Bu da gıda zincirinin daha fazla bozulmasına yolaçtı. Akaryakıttaki artış hem tarlada eken çiftçiye hem de ürünü tarladan pazarlara getiren pazarcılara maliyet olarak geri dönüyor. Bu da fiyatların artmasına neden oluyor. Ayrıca tohum, gübre gibi maliyet kalemlerinde son bir yılda anormal fiyat artışları gördük. Türkiye tohum ve gübrede ithalata bağımlı olduğu için ya da başka bir deyişle anlaşmalar ona göre yapıldığı için doların Türk Lirası karşısındaki her artışı bize zam olarak geri dönmekte. Eğer iktidar gıda sorununu çözmek istiyorsa önce kurdaki artışı durdurmalı daha sonra çeşitli devletdestekleri ve sübvansiyonlarla çiftçiye destek olunmalı. Sonrasında ise tarım alanında gerçek bir reform yapılmalı. Biliyorsunuz ki daha önce gündemde bir Hal Yasası vardı. 2 sene geçmesine rağmen henüz yasa çıkartılamadı. Bunun gibi birçok faktör var. Bu yüzden maliyeti belli bir ürünün fiyatı talimatla düşmez."

"FAİZ İNDİRİMİNE DEĞİL, FAİZ ARTIRIMINA GİDİLMELİDİR"

Altın, dünya gıda fiyat endeksi ve TÜİK gıda fiyat endeksi ile Dolar/TL kuru ortalamalarının yer aldığı grafikler üzerinden yorumlar yaptı. Altın, son olarak şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye’de enflasyon nasıl düşer ? Burada aslında gıda fiyatlarının Türkiye’de neden arttığı ve dünyada nasıl bir yol istiyor bu konuda birkaç şey eklemek istiyorum. BM Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) verilerine göre temmuz ayında gıda fiyat endeksi 140.7 puandan 138 puana geriledi. Ağustos ayında düşüş yüzde 1.92. Mart ayında 159.7 puanla zirvede görülmüştür. Son 5 aylık düşüş yüzde 13.58. Türkiye’de son 5 ayı incelediğimizde mart ayında yüzde 70.33 olan gıda enflasyonu ağustos ayında yüzde 90.25’e çıktığını görüyoruz.

"Grafikte gördüğünüz gibi TÜİK’e göre gıda fiyatları özellikle 2018 sonrası sert yükselişe geçiyor. Hatta 2018-2022 Ağustos arası 3.5 kat artıyor. Bu süreçte 2018’de 4.72 TL olan ortalama dolar kuru 2022 Ağustos’a gelindiğinde 15.72 TL’ye çıkıyor. Yani 3.3 kat artıyor. Demek istediğim bu ülkede Türk Lirası değerlenmedikçe ne yazık ki gıda fiyatlarında ya da gıda enflasyonunda düşüş beklemek hayal ötesi. Türk Lirası’nın güçlenmesi içinde reel faizin sıfıra yaklaşması lazım. Yani faiz indirimine değil, faiz artırımına gidilmelidir."