Cumhuriyet’in 100. yılı olan 2023’e girilmesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011 yılında madde madde açıkladığı “hedef 2023” vaatleri yeniden gündeme geldi. Erdoğan’ın hem canlı yayında açıkladığı hem de bizzat kendisinin oynadığı reklam filmleriyle duyurulan hedeflerin büyük bir kısmına ulaşılamadı. 

 

Bugün 18.69 Türk lirası eden 1 doların, açıklamanın yapıldığı 2011 yılında 1.67 Türk Lirası olduğu dikkat çekerken başlıca ortaya konulan hedefler ve elde edilen sonuçlar şu biçimde oldu: 

GELİR ARTMADI

- Hedef: Kişi başına milli gelir 25 bin dolar olacak.

Sonuç: Ekim 2022 tarihli Dünya Ekonomik Görünümü raporuna göre Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir 9961 dolar oldu. Milli gelir sıralamasında 1980’de 55’inci, 1990’da 51’inci, 2000’de 66’ncı olan Türkiye, bu ortalama ile 2022’de 81’inciliğe geriledi. 

- Hedef: İhracat 500 milyar dolar olacak.

Sonuç: Kasım ayında İhracatçılar Birliği’nin açıklamasına göre ihracat miktarı 231.2 milyar dolarda kaldı. 

- Hedef: Dış ticaret hacmi 1 trilyon dolar olacak.

Sonuç: Ticaret Bakanlığı’nın kasım ayı verilerine göre dış ticaret hacmi 562 milyar 347 milyon dolar. 

- Hedef: Çalışan nüfusumuzun sayısını 30 milyon olacak.

Sonuç: Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 12 Aralık tarihli açıklamasına göre istihdam edilen yurttaş sayısı 31 milyon 595 bin oldu. 

İŞSİZLİK AZALMADI

- Hedef: İşsizlik yüzde 5 seviyelerine gerileyecek.

 

Sonuç: Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 12 Aralık tarihli açıklamasına göre işsizlik oranı 9.9, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 10.2 oldu.

- Hedef: Ortaöğretimde yüzde 100 okullaşmaya ulaşacağız.

Sonuç: Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 26 Aralık 2022’de yapılan açıklamaya göre ortaöğretimde okullaşma oranı yüzde 95.06 oldu. 

- Hedef: 2023 yılına kadar bütün vatandaşlarımız geniş bant internet erişimine sahip olacak.

Sonuç: İnternet hız testi ölçüm platformu Speedtest verilerine göre Türkiye, mobil internet hız sıralamasında 62. sırada, sabit internet hız sıralamasında ise 103. sırada. 

- Hedef: Demokratikleşme adımlarını sürdüreceğiz özgürlükleri ilerleteceğiz. Yeni bir anayasa ile geleceği kucaklayacağız.

Sonuç: 16 Nisan 2017 yılında yapılan ve mühürsüz oyların da sayıldığı seçimle Başkanlık Sistemine geçildi. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin yerini “Cumhurbaşkanı siyasî kararları verme konusunda tek yetkilidir. Bakanların hiçbir siyasî yetkisi ve meclise karşı sorumluluğu yoktur” anlayışı aldı. 

- Hedef: 2023’te Türkiye nüfusu 82 milyona ulaşan bir ülke olacak.

Sonuç: Türkiye nüfusu 2022 yılında 84.680.273 olurken bununla beraber kayıtlı ve kayıt dışı yaklaşık 10 milyon sığınmacının da Türkiye’de yaşadığı belirtiliyor. 

- Hedef: 2023 yılında Türkiye’nin milli gelirini 2 trilyon dolar seviyesinde görmek istiyoruz.

Sonuç: TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 2022’de gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH) 806.8 milyar dolar oldu. 

 

"TÜRKİYE’Yİ EKONOMİ LİGİNDEN DÜŞÜRDÜLER"

AKP’nin 2011 yılındaki 2023 hedeflerini Cumhuriyet’e değerlendiren Ekonomist Prof. Dr. Duran Bülbül, gerçekleşmeyen kadar gerçekleşen bazı vaatlerdeki perde arkası ayrıntılara da dikkat çekti. “2002’de ‘Türkiye’yi dünyanın 10. büyük ekonomisi yapacağız’ diye yola çıkan AKP iktidarı, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olarak aldıkları ülkemizi dünyanın 19. büyük ekonomisi haline getirdi” diyen Prof. Bülbül, sağlık sektöründeki son durumun altını çizdi. Sağlıkta parasızlaşma olarak yansıtılan sağlık sisteminin aslında ‘sağlıkta parasallaşma” olduğunu ve dünyada sosyal devlet iddiasındaki hiçbir ülkede sağlık sisteminin bu kadar özelleştirilmediğini vurgulayan Prof. Bülbül, “Sağlığı yurttaşın kendi cebinden finanse ettiği ülke durumuna geldiğimizi” belirtti. 

Duran Bülbül

AKP’nin en büyük propaganda alanlarından olan karayolları ile ilgili de konuşan Prof. Bülbül, “tercih edilen ödeme yöntemi ile yurttaş 800 milyar dolarlık maliyetin altında” dedi. Cumhuriyet tarihinde ilk defa borçların milli gelire oranının yüzde 136 olduğunu söyleyen Prof. Bülbül, bu oranın 2001 krizinde bile yüzde 107’yi geçmediğine dikkat çekti.

"AÇLIK TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

AKP’nin 2011 yılında, 2023 için 150 milyar dolar olarak belirleyip 2022 programında ise 36 milyar dolar olarak revize edilen tarım gelir hedefini ve tarım politikasını değerlendiren Eski Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Doç. Dr. Gökhan Günaydın, “Tarımda büyüklük tarımsal hasıla ile değil kendine yeterlilik ile ölçülür. Türkiye mutlak yoksulluğun yanında açlık tehdidi ile de karşı karşıya durumda bir ülkedir” dedi. 

Gökhan Günaydın

 

Türkiye’nin son yıllarda 10 milyar dolar tarımsal hammadde ithalatı, 6 milyar dolar tarımsal hammadde ihracatı olduğuna değinen Doç. Günaydın,  bu nedenle yılda 4 milyar dolar yem, yağ ve gıda sanayi ihtiyacı için açık verildiğini belirtti. Türkiye’nin yılda 10 milyon ton buğday, 3 milyon ton soya, 1 milyon ton pamuk, 1 milyon ton mısır, beş yüz bin ton çeltik ithal etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Doç. Günaydın, ilave olarak AKP döneminde ilk kez Türkiye’nin baklagilde de net ithalatçı ülke durumuna düştüğünü söyledi. 

Ülkedeki çayır mera alanlarının yarı yarıya azaldığının altını çizen Doç. Günaydın, “1 milyon çiftçi iflas edip köylerini terk ederek sektörden koptu, AKP’nin tarım politikalarının sonucunda da Türkiye gıda enflasyonu şampiyonu ve gıda krizine açık ülke pozisyonuna düştü” ifadelerini kullandı.

OKUL ALDATMACASI

Milli Eğitim Bakanlığı’nın(MEB) Okullaşma projesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, Bakanlığın bir yılda 6004 yeni ana okul kapasitesi oluşturarak hedeflenen kapasitenin iki katına çıkarıldığını ve böylece 2022 hedefine ulaşıldığını ilan etmesinin “koca bir aldatmaca ve sayılarla oynanarak yapılan bir manipülasyon” olduğunu söyledi. 

Yeliz Toy

MEB’in, “Yıl sonunda 2022 hedeflerine ulaşamayacağını anladığı için okulların bünyesinde var olan ana sınıflarından mevcudu 100 ve üzerinde olanların isimlerini değiştirdiğini ve hepsini ana okulu ilan ettiğini” belirten Toy, “Bu okullar halen ilk ve ortaokul bünyesinde aynı okul müdürü ve mevcutla eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir. Yalnızca isim değiştirerek 6 binden fazla yeni anaokulu açılmış gibi gösterildiği yerde ulaşmakta zorlandığımız veriler gerçekçi değildir” dedi.