CHP’den Kurultay Davasına Akademik Destek
CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin açılan iptal davası kapsamında Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan 21 Mayıs 2025 tarihli uzman mütalaası, siyaset ve hukuk çevrelerinde tartışma yarattı.
CHP yönetiminin talebiyle hazırlanan mütalaa, Prof. Dr. Metin Günday, Prof. Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu, Prof. Dr. Fahri Bakırcı, Dr. Abbas Kılıç ve Dr. Timuçin Köprülü tarafından imzalandı. Ancak mütalaada yer alan bazı ifadeler, “iptal ihtimali zımnen kabul edilmiş” yorumlarına neden oldu.
Mütalaada Neler Var, Neler Yok?
Akademik görüşte, Türk Medeni Kanunu’nun 83. maddesine atıf yapılarak genel kurul kararlarının ancak “kanuna veya tüzüğe aykırılık” varsa iptal edilebileceği, bunun içinse ciddi, inandırıcı ve somut kanıtlar gerektiği ifade edildi. Bu ifade dahi, kimi hukukçulara göre kurultayın iptalinin mümkün olduğunun dolaylı kabulü olarak görülüyor.
Mütalaada ayrıca şu ifadeler dikkat çekti:
- Davacılar tarafından sunulan bazı iddiaların MASAK, Tapu, SGK kayıtları ve kamera görüntüleriyle çürütüldüğü ileri sürüldü.
- Davacıların iddialarının “menfaat” çerçevesinde olduğu ve yeterli delil niteliği taşımadığı savunuldu.
- 6 Nisan 2025’te gerçekleştirilen 21. Olağanüstü Kurultay’ın, iptal davasını geçersiz bırakmak amacıyla yapıldığı iddiası dolaylı şekilde ortaya kondu.
Bu unsurlar, mütalaanın “yazılandan çok yazılmayanlar” üzerinden yorumlanmasına yol açtı.
“Böyle Bir Mütalaayı Mahkemeye Sunmazdım”
Bazı hukukçular, mütalaanın hem içeriğiyle hem de zamanlamasıyla CHP’nin lehine değil aleyhine sonuçlar doğurabileceğini savunuyor. “Eğer ben CHP’nin avukatı olsaydım, bu mütalaayı ne yazdırır ne mahkemeye sunardım” şeklindeki yorumlar, sosyal medyada çokça paylaşıldı.
Mütalaada yer alan cümlelerin arasındaki boşluklarda, iddiaların geçerliliği ve kurultayın meşruiyetine ilişkin ciddi soru işaretleri oluştuğu değerlendiriliyor.
Süreç Nasıl İlerleyecek?
Mahkeme süreci devam ederken, CHP kanadının olağanüstü kurultay yoluyla hukuki tartışmayı etkisiz hale getirme çabası da gözlerden kaçmıyor. Ancak 21. Olağanüstü Kurultay’ın “davayı boşa düşürme amacı taşıdığı” yönündeki yorumlar, mütalaayla birlikte yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.